"Ellerini kollarını sallaya sallaya girip çıkmışlar resmen!" Changbin hastanenin kamera odasındaki masaya elini vurdu sinirle.
Kantinden döndüklerinde Minho'yu yerinde bulamadıkları zaman hemşire ve doktorlara sormuşlardı. Bir yanıt alamadıklarında da, hastanenin kameralarla çevrili kontrol odasına gelmişlerdi.
"Ben doktor sanmıştım onları." Kameraları kontrol eden görevli adamın cümlesiyle Jisung gözlerini kapatıp elini saçlarından geçirdi.
"Eğer bu da o kaçakların işi ise, bu sefer ciddi anlamda öldüreceğim onları!" Jisung eşinin kaybolmasıyla biriken öfke ve endişesini ses tonuna yansıtarak kontrol odasından çıktı.
(Yav he he)Seungmin'de onun peşinden gitmişti. İkili detaylı araştırma için hastaneden çıkıp karakola doğru yola çıkmışlardı. Changbin görevli adama iyi günler diyerek kontrol odasından çıktı.
Hastane koridorlarından çıkışa doğru giderken Jisung'un dediği şey geçti aklından. İçinden yapmamaları adına yalvarmaya başladı. Eğer Minho'yu kaçıran kişiler onlarsa, bu defa ne Minho kurtarabilirdi onları, ne de Changbin.
Depoda tanıştıkları gün Jeongin'in verdiği adres geldi aklına. Adımlarını hızlandırıp hastaneden tamamen çıktı ve adrese, dörtlünün kaldıkları ormanlık alandaki kulübeye doğru arabasıyla gitmeye başladı...
###################
Sizce ebeveynlerimizin, hayatımızdaki görevleri nedir?
Yada şöyle sorayım. Maddi değer mi daha önemlidir yoksa manevi mi?
Biz evlatlar için manevi değer önemlidir. Fakat bazı ebeveynler vardır ki... Tek amaçları, onlar için önemli olan şey maddi değerdir. Maddi imkanları sağlayıp bir köşeye geçer, ellerini başka şeye sürmezler.
Peki ya sevgi?
Halbuki bizler yalnızca sevgi isteriz. Tamam, oyuncaklarda isteriz, renkli kalemler, elbiseler. Ama asıl istediğimiz, ihtiyacımız olan şey sevgidir. Çünkü sevgi, çocukların filizlenip çiçek açmasını, mutlu ve sağlıklı bir biçimde büyümesini sağlar.
Burnunun direğinin sızlamasını sağlayacak şekilde gelen keskin kokuyla kaşlarını çattı. Bedeninin belli yerlerinde hissettiği baskıyla gözlerini yavaşça araladı.
Gözlerini kırpıştırarak etrafına göz attı. Kazadan dolayı karnına aldığı darbenin üzerine geçirilmiş olan deri kemerle yüzünü buruşturdu. Tabi bu acısına, yüzündeki yaraların acısıyla birleşmesini sağladığı için ek katmıştı.
"Sonunda uyandın denek 00."
Minho duyduğu tanıdık sesle korkarak yanına baktı. Babası dağılmış, beyazlamış saçlarıyla kendine samimiyetten uzak bir şekilde gülümsüyordu.
Kemerlerle bağlandığı sedyede umutsuzca debelenmeye başladı. Babası onun omuzlarından tutup sertçe sedyeye yasladı. Minho yüzüne eğilen bedenle midesinin ağzına geldiğini hissetti.
Nefret ediyordu öz babasından.
Nefret ediyordu yaptıklarından.
Yüzüne haykırıp içini dökmek istiyordu. Fakat nafile... Her gece kabuslarına giren adamla yüzleştiği zaman ona yapacağı şeyleri aklında kuruyordu. Şimdi ise ne olduğunu anlamadan korku sarıyordu bedenini. Kaybediyordu beyin fonksiyonlarını. Geçmişi, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu.
"Kurtulabileceğini mi sanıyorsun!?" Minho, bağırdığı için yüzüne gelen tükürüklerle başını başka tarafa çevirmeye çalıştı. Babası onun yanaklarını tek eliyle tutarak sıktı ve tekrar kendisine bakmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5- STAR
Random"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Evlerinizden çıkmamanız, güvence altında olduğunuzdan emin olunuz. Onlar geri döndü. Evet, yanlış duymadınız. Tehlike tekrar kapımızda. Şah damarımızdan bile daha yakın o kişilerin hastaneden kaçtığı haberin...