Six/Kurabiye Canavarı Changbin

273 42 15
                                    

Amir Seungmin arkadaşlarıyla birlikte kaldığı evin salonunda, bej rengi L koltukta oturmuş dosya inceliyordu. Yeni verilen görev ile ilgili dosyaların hepsini karakoldan almış, ortak evlerine getirmişti.

Jisung ve Changbin ile polislik eğitimi aldığı Polis Akademisinde tanışmışlardı. Sıkı bir dostlukları vardı. 5 yıldır birlikte çalıştıkları karakola, Minho 4 yıl önce stajyer olarak gelmişti. Sonrasında ise eğitimlerini alarak ve tamamen mezun olarak o da katılmıştı aralarına.

Minho pek sosyelleşmeyi sevmese de, Jisung ile tanıştığında bu çekimserliği azalmıştı. Kısa bir zaman dilimi içinde yakın arkadaş olmuşlardı. Ortak, iki katlı müstakil bir ev satın alarak birlikte yaşamaya başlamışlardı.

"Minnie! Bak ne yaptım!"

Minho üzeri undan dolayı bembeyaz olmuş mor önlüğü ve fırın eldivenleri ile iki yanından tuttuğu ıslak kurabiye tepsisiyle salona girmişti.

Seungmin yayıldığı koltukta dikleşerek gülümsedi arkadaşına. Diğerlerinin aksine Minho her zaman neşeliydi. O evin neşesi haline gelmişti.

"Üstün koku alma gücüm, buralarda bir kurabiye olduğunu söylüyor." Changbin hafif çattığı kaşları ile merdivenlerden inerken işaret parmağını iki arkadaşının üzerine yönelterek gezdiriyordu.

"Doğru tahmin." Minho kıkırdayarak başını olumlu anlamda salladı.

Changbin ufak bir sevinç çığlığı atarak merdivenleri ikişer ikişer inmeye başladı. "Çekilin yoldan kurabiye canavarı geliyor!" Eh, o da evin kurabiye canavarıydı.

"Önünde zaten kimse yok seni salak." Jisung gözlerini devirerek, banyo ettiği için ıslak saçlarını bir havluyla kurularken girmişti salona.

Changbin merdivenleri inmeyi bitirdiğinde, Minho'nun yanına adeta uçarken Jisung'a dil çıkarıp taklidini yapmayı eş geçmemişti.

Jisung kendini koltuğa atarak havluyu boynuna astı. Yalnızca altında gri eşofman olduğu için çıplak üst bedenini koltuğa yaslayıp gözlerini kapatmıştı.

Minho eşine dönerek "Sende denesene hayatım." Demişti. Fakat Jisung gözlerini açma zahmetine bile girmeyerek red etmişti onu. "Diyette olduğumu bildiğin halde ne diye soruyorsun böyle şeyleri. Yemeyeceğim."

"Ama ilk defa ıslak kurabiye yapmıştım..." Minho kırıldığını belli eden mırıldanmasıyla dudaklarını büzmüştü.

Eşi Jisung herkese karşı, her daim mesafeli olmuştu zaten. O insanların ne düşüneceğini aldırış etmez, aklına geleni direk söylerdi. Minho her ne kadar bunu bilerek ve göze alarak onunla evlenip bir yuva kursa da üzülmeden edemiyordu.

"Aman bırak yemesin. Mazallah kaslarından birşey eksilir. Ben yerim."

Changbin tepsiyi eline almaya kalkıştı ama sıcak olduğu için yanan ellerinden dolayı bağırmaya başladı. Ellerini hızlı hızlı sallayarak yerinde horon oynarmış gibi tepinmeye başlamıştı. Seungmin elini alnına vurmuştu.

"Changbin!" Minho elindeki tepsiyi, orta boylarda olan masaya bıraktı. Changbin'in ellerini kendi elleri arasına alıp üflemeye başladı.

Minho üflemeyi bırakarak kızaran ellerini öptü. Changbin mız mız bir şekilde acıyor diye sayıklıyordu.

"Tamam bebeğim geçecek birazdan. Hadi git de suya tut." Changbin onu dışarı sarkıttığı alt dudağı ile onaylayarak lavaboya gitmişti. Changbin, Minho'nun çocuğu gibiydi.

Seungmin masaya yaklaşarak, dağıldığı için dikkatlice aldığı kurabiyeyi ağzına atmıştı. Lezzetli olduğuna dair mırıltılar çıkarırken bir tane daha atmıştı ağzına.

"Ben gelmeden kurabiyeden yiyen kişinin boğazında kalsın!" Changbin'in üst kattaki bağırışı tüm evde yayılmıştı.

Seungmin'in hakikaten de boğazında kalırken öksürmeye başlamıştı. Minho hemen sürahiden su doldurarak ona vermişti. Bir andan gülüyor iken, diğer yandan Seungmin'in sırtını sıvazlıyordu.

Changbin, ağzı dolu olan Seungmin'i görünce 'hain' diye bağırarak yanına gitmişti. Seungmin onu sinir etmek için ağzına kurabiye atmıştı.

Minho onların atışmasını gülerek izlerken eşinin yanına oturmuştu. Kollarını beline saracağı zaman Jisung tarafından durdurulmuştu.

Jisung onun omuzlarından tutarak kendinden uzaklaştırdı. "Ne yapıyorsun Minho? Daha yeni banyo ettim, üstün başın hep un." Minho sesli bir nefes alıp vererek ondan uzaklaştı.

"Ben sana sarılırım." Changbin, Seungmin'i boğmayı bırakarak kollarını Minho'ya doğru açmıştı.

"Sağol Binnie. Mutfağı toplasam daha iyi olur." Minho burukça gülümseyerek koltuktan kalktı ve mutfağa gitti. Changbin'de onun arkasından gitmişti.

Seungmin yanındaki yastığı alarak Jisung'a fırlattı.

"Ne ya!?" Koluna gelen yastıkla orayı ovaladı Jisung.

"Kırdın işte çocuğu. Git gönlünü al."

Jisung oflayarak koltuktan kalktı. Eğer oturmaya devam ederse Seungmin'den dayak yiyeceğini bildiği için mutfağa gitti. Sarılan ikiliyi gördüğünde onların dikkatini çekebilmek için yalandan öksürdü.

"Gider misin? Babamla özel anlar yaşıyoruz şuan." Changbin imalı bir şekilde konuşarak Minho'yu daha çok kendine çekti.

"İyi sen bilirsin. Sen burda babana sarılırken Seungmin'de tüm kurabiyeleri bitirsin. "

Changbin anında Minho'dan ayrılarak tezgahın üzerindeki kepçeyi alarak "Kurabiyelerimi kimse yiyemez!" Diye bağırarak içeri koşmuştu.

Minho onun arkasından kıkırdayarak baktıktan sonra Jisung ile göz göze gelmişti. Boğazını temizleyerek önüne döndü ve tezgahtaki bulaşıkları akıtmaya başladı.

Jisung ona yaklaştı yavaş adımlarla. Arkadan sarılacağı sırada Minho arkasını döndü ve onunla yüz yüze geldi. Omuzlarından tutarak durdurdu.

"Üstüm kirli. Yaklaşma."

"Minho-"

"Jisung." Minho'nun sert çıkan sesiyle bir iki adım geriledi.

Minho tekrar tezgaha dönerek işine devam etti. Jisung pes etmeyerek kollarını sıkıca sardı. Minho onun kolları arasından çıkmak için debelense de, kendisine kıyasla daha yapılı bir bedene sahip olan Jisung'dan kurtulamamıştı.

"Özür dilerim. Öyle yapmamalıydım." Jisung onun boynuna öpücük kondurduktan sonra çenesini eşinin omzuna yasladı.

Minho gözlerini kapatıp başını aşağı doğru indirmişti. Beline sarılı olan kollara ellerini yerleştirdi.

"Küstün mü?" Bu sefer yanağına öpücük kondurdu. Minho başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

"Eğer kurabiyemden yersen affederim seni."

"Peki peki. Yiyeceğim."

Minho yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı. Onu mutlu etmek öylesine kolaydı ki. Tabi bunu bilene. Bilmeyene fazlasıyla zordu.

Jisung başını eşinin omzunda yan yatırıp, onun gibi gözlerini kapattı. Minho'da yüzündeki tebessümü ile kendi başını onun başına yaslamıştı. 

Arkalarından gelen 'klık' sesiyle oraya dönmüşlerdi. Seungmin, kolunun altındaki Changbin ile çiftin resmini çekmişti. Evli çift birbirinden ayrılırken şikayetleniyorlardı.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Islak kurabiyeye aşığım ya
Müq birsey 😋

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin