Nineteen/Lino Ve I.N'in Kavuşması

193 29 4
                                    

Sabah olduğunda Hyunjin ve Felix cezaevine götürülmeden önce sorguya çekilmek adına odaya getirilmişlerdi. Sorgudan Changbin ve Minho sorumlu tutuluyordu.

İlk sorguya çekilen kişi Felix olmuştu. Changbin elindeki dosyayla sorgu odasına girdi. Felix gelen kişinin Changbin olmasıyla heyecanla dikleşti oturduğu sandalyede. İki bileğide masanın üzerinde bulunan demir kelepçeliklere kelepçelenmişti.

"Hoşgeldin şekerlemem!" Changbin, Felix'in neşesine karşı onun arkasından geçerken gülümsedi. Önüne geldiğinde boğazını temizleyerek yüzündeki gülümsemeyi sildi.

Elindeki dosyayı masanın üzerine koyup ellerini cebine yerleştirdi.
(Hangi klibi aklınıza getirceginizi biliyorsunuz 😉)

"Lee Yongbok..." Felix'in oturduğu sandalyenin ucuna elini yerleştirdi ve üzerine doğru yavaşça eğildi.

"Söyle bakalım, neden bu insanları öldürdün?" Diğerlerinin aksine Changbin lafı dolandırmayı sevmezdi. Direk sorguya geçerdi.

Felix'in tüm neşesinin yerini öfke almıştı. Masaya kelepçelenmiş olan ellerini yumruk haline getirdi. "Hepside ölmeyi hak ediyordu." Changbin dilini yanağının içinde gezdirdi.

"Bu sana mı düşer peki?"

"Sizler belli kişilerle uğraşırken sokakta gezen bir çok suçlu var. Haksız yere masum insanları yargılayacağınıza, asıl suçlu insanları sorguya çekin. Bizi değil."

Changbin sinirlenmeye başlarken sakinleşmek adına derin bir nefes alıp verdi. "İşimiz seni ilgilendirmez." Felix başını arkaya atarak samimiyetten uzak bir kahkaha attı.

"Hangi işiniz? Yoksa şu adaletsizliğiniz, aptallığınız yüzünden ölen insanlar mı?" Başını iki yana salladı. Ardından kaşlarını çatarak konuşmasına devam etti."İşiniz bu olmamalı. Sizin işiniz masumları yakalamak değil, suçluları yakalamak olmalı."

Changbin ne diyeceğini bilemezcesine dikleşti. Odadan çıkarken Felix arkasından bağırmaya devam ediyordu. "Bizler katil değiliz! Asıl katiller sizlersiniz!" Görevliler Felix'i tekrar nezarethaneye götürürken, bir taraftan da Hyunjin'i getirmişlerdi.

Hyunjin'in de bileklerini masaya kelepçelediler. Minho sorguyu yapacak kişi olarak içeri girdi ve etrafa soğuk bakışlar atan Hyunjin'in karşısında ki sandalyeye oturdu.

"Mahkemeye çıktığınız zaman susma hakkınız olmadığını biliyorsundur heralde." Hyunjin ona cevap vermeyerek başını boyun hizasında eğdi.

Minho önündeki dosyayı alarak kapağını açtı. "İlk cinayetini 17 yaşındayken işlemissin. O da... Annenmiş." Sesinde şaşkınlık nidası barınmasına engel olamadı. "Doğru mu?" Tek kaşını yukarı kaldırdı.

"Ne yani? Burada oturup geçmişimden mi konuşacağız?" Alayla güldü.

"Doğru diyorsun..." Minho'nun dudakları yukarı kıvrılır iken masanın üzerinde bulunan düğmeye basarak, camın arkasında duran Changbin'in seslerini duymamasını sağladı.

"Başka konulardan konuşalım. Mesela Jeongin... O nasıl?"

"Nereden tanıyorsun onu?" Dişlerini sıkarak kelepçeli olan bileklerini çıkarabilirmiş gibi hareket ettirdi.

"Eğer ona birşey yaparsan -"

"Ne? Ne yaparsın?" Minho oturduğu sandalyeden kalkarak ellerini masanın üzerine koydu. "Söyleyeceğin ve yapacağın hiçbir tehdit bende işlemez. Öyle şeylere şahit oldum ki." Hahlayarak sırıttı. "seninkiler, onların yanında sinek ısırığı gibi kalır."

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin