Twenty one/Beklenmeyen Kaza

184 30 11
                                    

Gece olup saat on biri gösterdiğinde Jeongin'in önerisiyle geldikleri barda oturuyorlardı. Chan'ın yakın arkadaşı olarak Yoongi onlara ayarlamıştı bu mekanı. Dörtlüden başka kimse yoktu.

Felix ve Hyunjin çalan hareketli müzikle delicesine dans ederken, Chan ve Jeongin ellerindeki votka bardaklarıyla kırmızı deri koltuklara oturmuş, ikiliyi izliyordu.

"Seninkinden hiç haber var mı?" Jeongin iki yana araladığı kalın bacaklarıyla elindeki votka bardağını ağır hareketlerle çeviriyordu.

"Sence şuan kiminle konuşuyorum?" Chan kafasını telefondan kaldırıp Jeongin'e 'malmısın' bakışları attı.

"Ooo, ne diyor eniştemiz?" Jeongin başını telefona doğru uzatmaya çalıştı. Chan onun ensesine vurarak sanane dedi.

Chan'ın telefonu göğsüne saklaması ile Jeongin ellerini ağzına kapatarak abartılı bir şekilde şaşırmış gibi yaptı. "Yoksa... Hiih! Bizim Chan büyümüşte-" dayanamayıp kahkaha attığında cümlesi yarıda kalmıştı.

"Aman Chan, bak hemen verme öyle. Az nazlan." Chan, gülerek kendisiyle dalga geçen Jeongin'in omzuna yumruğunu geçirdi.

"Aklın fikrin hep bel altı zaten." Gözlerini devirerek Seungmin ile olan konuşmasına devam etti.

Felix, Chan'ın kolundan tutup hava almak için dışarı sürükledi beraberinde. Jeongin, ikilinin dışarı çıkmasıyla sevgilisine baktı. Giydiği kısa ve deri etek dans ettiği için havalanıyordu. Dudaklarında yaramaz bir gülümseme oluşurken sevgilisine doğru yürüdü.

Dans eden Hyunjin'in beline, giymiş olduğu beyaz dantellerden oluşan sıfır kollunun üzerine kollarını sardı arkadan. Dudaklarını boynuna yönelterek ufak bir öpücük verdi.

Hyunjin arkasındaki sevgilisine dönmeden kollarını boynuna sardı. Jeongin boynuna sarılan kollar ile Hyunjin'i kendine daha çok çekti.

Kalçasını arkasında bulunan sevgilisinin erkekliğine doğru, müziğin ritmine uyarak sürtmeye başladı Hyunjin. Jeongin sevgilisinin boynunu adeta sömürmeye başlamışken elini de Hyunjin'in erkekliğine atmıştı.

"Te adoro. "
(Ç: Bayılıyorum sana.)

Hyunjin bilerek, boynunu ısıran Jeongin'in konuşmasıyla yüksek sesle inledi. Başını Jeongin'in omzuna doğru geriye attı. Jeongin'in ensesinden tutarak dudaklarını birleştirdi.

Jeongin sevgilisinin alt dudağını kavramış iken, Hyunjin'de onun üst dudağını kavramıştı. Hyunjin sertleşmeye başlayan aletini tutan Jeongin'in elinin üzerine, kendi elini koydu.

"Çok- ananı!"

Chan açtığı dış kapıyı tekrar kapattı ve sırtını kapıya yasladı. Felix, gözleri transa girmiş gibi açılmış olan Chan'a gülerek ne olduğunu sordu.

"Azgın köpekler yine iş başında. Tanrım... Gözlerimin suçu neydi!? My beautiful  eyes!" Chan avuç içlerini gözlerine bastırıp başını arkaya attı ve ağlama sesleri çıkarttı.

"Üzülme Channie. Sende birgün Seungmin ile bunları yapacaksın."

Chan anında gözlerini açarak Felix'e baktı. Domates rengini alan Chan, gülerek sokağın ilerisine koşan Felix'in peşinden gitmeye başladı.

######################

Gece saat on ikiyi gösterirken karakoldan çıkmış, yemeklerini çoktan yiyip yatmak için hazırlanan dörtlü, Jisung ve Seungmin'in bir konu hakkında konuşacak olmasıyla salonda toplanmıştı.

Minho'nun gözlerinden uyku akarken, eşine kırgın olduğu için ondan uzak bir köşeye oturmuştu. Jisung ve Minho aynı koltukta, birbirlerinden uzak köşelerde oturmuştu. Seungmin ve Changbin'de onların çarprazlarında olan tekli koltuklara oturmuşlardı karşılıklı.

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin