Twenty Eight/ "Adın Christopher'dı değil mi?"

179 27 13
                                    

Karakoldaki ofisinde incelediğidosyaların içerisinde kaybolacak gibiydi Seungmin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karakoldaki ofisinde incelediği
dosyaların içerisinde kaybolacak gibiydi Seungmin. Amir olduğu için bazı dosyalarla ve de henüz bitmemiş olan görevleriyle aynı anda ilgileniyordu. Kapısının tıklatılıp içeriye giren sekreterle oraya baktı.

"Amirim." Kadın saygı amaçlı hafifçe eğildi. "Yeni bir ihbar aldık." Seungmin saniyelik bir gülümseme verdi ve teşekkür etti.

Sandalyesinden kalkarak askılığa astığı uzun deri ceketini alıp giydi. Silahını beline taktıktan sonra odasından çıktı ve Jisung ile Changbin'in yanına hazırlanmaları için gitti.

Hazırlanan ekip bir süredir gitmedikleri kasabanın merkezine gittiler. Aldıkları ihbar sergilerin, çeşitli gösteri ve dinletilerin yapıldığı üç katlı bir bina idi.

Seungmin ve Jisung gözlerini binayı incelemek istercesine çekmeden arabadan inerken, Changbin'de kaskını başından çıkarıp motorundan indi. Kıvırcık saçlarını eliyle geriye yatırdı, ardından ellerini kot ceketinin ceplerine yerleştirdi.

"Ortalık sakin gibi."

"Şom ağzını açma bir kerede." Seungmin'in Jisung'a olan şikayetlenmesine karşı kıkırdadı Changbin.

Minho ve Jeongin'in kaybı üzerinden 3 hafta geçmişti. Her ne kadar dışarıdan toparlanmış imajı verseler de, içlerinde hâlâ perişandılar. Jisung, Seungmin ve Changbin üçlüsü bazen salondaki kanepeleri açıp birlikte uyuyorlardı.

Birbirlerine destek çıkıp, bu zor zamanlarında yanlarında oluyorlardı.

Ama sahiden de öyle miydi ki?

İhbarın yapıldığı kısma, üçüncü kata çıkmışlardı yangın merdiveninden. Önden giden Jisung belinden çıkarttığı silahını iki eliyle kavrayarak her ihtimale karşı altta tutuyordu.

Yangın merdiveninin sonunda kapıyı geldiklerinde temkinli bir şekilde açarken üçü de silahını yukarı kaldırarak pozisyona geçmişti. Jisung kapıya tekme atarak arkadaşlarıyla birlikte içeri girdi. Silahını, başıyla birlikte sağa ve sola çevirip kontrol etti.

"Kimse yok." Changbin ile ikili de silahlarını beline yerleştirmişlerdi.

Geldikleri üçüncü katın koridorunda yere saçılmış beyaz, siyah karışımı alçı parçalarına rastladılar. Seungmin eğilerek orta boylarda ki alçı parçasını eline aldı.

"Bu da ne böyle?"

"Yenir mi ki acaba?" Changbin'in sorusuyla Jisung sabır dilercesine iç çekip "bir kere olsa bile olsa şu boğazını düşünme be çocuk!" Dedi.

"Sen aklını yemekle bozmuşsun. Geçmiş olsun kardeş." Seungmin, Changbin'in omzunu pat patladı.

"Abi yemek benim yaşam amacım. Yemek, yemek, yemek. Benim aklım sadece yemeklere çalışır." Bir andan konuşuyor iken, diğer yandan alçı parçalarını takip ederek ilerliyorlardı.

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin