katil kim

Sekreter olabilir miydi???

Telefonla taksiyi arayıp beni gelip almasını söyledim. Taksiyi beklerken Alp geldi "bak gitmek  zorunda değilsin." dedi

"Beni rahat bırak."dedim. Sonra taksi geldi ve ben taksiye bindim. Taksideyken sürekli onu düşündüm. Çünkü beni o kadar sinirlendirmişti ki artık ona katlanamıyordum.
Taksi durdu camdan dışarı baktım şirketin önünde bir kaç adam vardı. Taksiden indim ve kapıdan girecekken önümü kestiler.

—Ahu hanım sizinle biraz konuşmamız lazım.
—Ofisimde konuşalım.

Ofisimde o adamlarla konuştuktan sonra çıktılar. 5dk geçti ve kapı çaldı.

—Girebilirsin
—Ahu hanım Cem bey sizi çağırıyor.
—Teşekkür ederim Aysu gidebilirsin.

Ve Aysu odadan çıktı sonra bende Cem'le konuşmak için odasına girerken açık kumral saçları ile beyaz tenli ve gözleri koyu kahve olan( medyada var) sözde Cem bey ama beni Cem dediğim kişi bana şöyle dedi;

—Geç kaldın nedenini sorabilir miyim?
— Hayır!
—Peki, hala imzalamak istemiyor musun?
—Bilmiyorum
—Yani kararını sonunda değiştirebilmek mümkün.
—Mümkün değil sadece...
—Hadi otur istersen, başına bir şey gelmedi değil mi?
—Yapmacık davranıyorsun Cem, böyle davranınca imzalayasım gelmiyor, ve senden iyice nefret ediyorum. Bu arada kimseyi rahatsız etme artık, özellikle Aysu'yu. Sadece kendini düşünüyorsun.

Dedim ve odadan çıkıp kendi odama gittim. Kendi kendime düşünmeye başladım. Alp'ı düşünmeye başladım. Beni sinir eden şu Alp'ı. Sonra aklıma o rüya geldi bu tesadüf olabilir miydi? Rüyayı gördüğüm aynı gün, onu görmüştüm. Sonra aklıma tartışmalarımız gelidi, sonrada rüya bir yandan rüya bir yandan tartışmalarımız. Düşünürken farkında olmadan 2 saat geçmişti. Birden dayanamayıp bağırdım.

Kapıdan Aysu içeri girmişti ve tabiiki öyle bağırdığımı duydu.Biraz utanmıştım ama belli etmedim.

—Ahu hanım Cem beyin yeni sekreteri geldi.
—Öyle mi ?
—Evet.
—O zaman gidip ziyaret edelim.

Dedim, sinsi bir gülümsemeyle. Tekrar Cem'in odasına gittim. Kapıdan içeri girmeden önce camdan Cem'in yeni sekreterine baktım yüzü biraz tanıdık geliyordu ama umursamadım. Kapıyı çalmadan içeri girdim.Kız biraz ürkmüştü.

—Cem yeni sekreter mi?
—Evet.

Kıza yaklaştım ve şöyle dedim.

—Güzel kızmışsın ama bak Cem'de iyi değil mi? Seni şimdiden uyarayım Cem çok can yaktı ha bide..
—Ahu kızla takılmayı bırak her yeni gelen kişilere bunu yapıyorsun.
—Aman canım ne yaptım sanki neyse ben gidiyorum.

Dedim alaycı ve ve sinirli bir şekilde ama bu sinirim sadece dalga geçmek içindi.Ve kızın yüzü hala tanıdık geliyordu.

—Bir şey sorucam adın neydi senin?
—Selen, Ahu hanım.
—Selen yüzün çok tanıdık geliyor acaba bir yerde karşılaşmış olabilir miyiz?
—Sanmıyorum Ahu hanım.
—Her neyse sanırım seni başkasıyla karıştırıyorum görüşürüz kendinize iyi bakın

Alaycı bi kahkaha atıp odadan çıktım. Çıkar çıkmaz aklıma geldi Seleni nerden tanıdığımı. Selen rüyamdaki kızdı. Donup kalmıştım. Direk odaya tekrar girip sormak geldi aklıma ama bana mantıksız geldi ve onun yerine kendi ofisime gidip şok olmaya orda devam etmeliydim. Zaten ne sorabilirdim ki?

Odama hızlıca girmeden önce Aysu'ya beni kimsenin rahatsız etmemesini söyledim,ve sonra odama girdim. Koltuğa oturdum ve düşünmeye başladım.

Artık ciddiye almalıydım neden tanımadığım insanları rüyamda görüp sonra bir şekilde karşılaşıyordum? Neden Alp için ağladım ama Selen için ağlamadım? Neden rüyamda Alp için o kadar ağladım ama şimdi ondan nefret ediyordum? Katilin "beni tanımıyor musun? Ben senim" diyerek ne demek istiyordu? Ya da bir sonraki rüyamda aynı şeyi ima etmesi. Yoksa soyumdan gelen bir şey mi? Hayır bu olamazdı. Peki rüyamdaki katil kimdi? Kafam karışmıştı.