Gözlerimi açtığımda etrafa baktım toplantı odasındaydım ama bir şeyler farklıydı. Kimse yoktu ve her yer yine karanlıktı. Odanın ışığını açmak için yürüdüm. Karanlık olduğu için ışık düğmesini bulmak zordu.
Bulmak için biraz daha çaba gösterdikten sonra sonunda düğmeyi bulmuştum. Işığı açmak için elimi düğmeye götürdüm ama bir tuhaflık vardı düğmede kan vardı. Elimi yavaşça geri götürdüm. Sanırım bu da bir rüyaydı o yüzden kimse de yoktu.
Cesedi görme umuduyla arkamı döndüm ama ceset yoktu. Yavaşça masanın öbür tarafına doğru yürümeye başladım ayağım ıslak bir şeye bastı. Bunun kan olduğundan emindim. Bir kaç adım daha attım ve cesedi gördüm. Sonra birden kapı açıldı kimin geldiğini kontrol etmek için arkamı döndüm. Katildi elindeki bıçak ise kanlıydı. Başka kim olabilirdi ki zaten, bir rüyadaydı sonuçta.-Ben de seni bekliyordum.
Dedi katil, bana doğru yaklaşmaya başladı ve sonunda tam dibimdeydi.
-Yine o soruyu mu soracaksın?
-Sende yine aynı cevabımı vereceksin?Ben tamda böyle dedim çünkü bundan emindim ama beklenmedik bir şey söyledi bana.
-Yalan söylememi ister misin?
-Ne tür bir yalan?
-Ben aslında sen değilim.Sesli bir şekilde nefes verip tüm vücudumu gevşettim.
-Gerçekten mi?
-Sana bu sefer aynı cevabı vermedim işte.Aklıma birden Selen'in öldürülmesi geldi. Nedense onu sorasım geldi. Acaba sorsa mıydım yoksa sormasa mıydım? En sonunda sormaya karar verdim.
-Selen'i kim öldürdü?
-Sen
-Ben kimseyi öldürmedim.
-Emin misin?
-Kesinlikle.
-Bence o kadar emin olma. En son Cem'in arabasında uyuya kalmıştın ondan sonra ne olduğunu hatırlıyor musun?
-Hayır.
-O zaman nasıl bu kadar emin olabiliyorsun.Düşünmeye başladım. Gerçektende arabada uyuduktan sonra kendimi odamda buldum ve hiçbir şey hatırlamıyordum ama bu benim katil olduğum anlamına gelmiyordu.
-Yinede bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
-Sen bilirsin ama gerçekler bu.Hala çok yakınımdaydı acaba kapüşonunu inidirsem ne olur.
-Yüzünü hiç göstermiyorsun neden?
-Göstermeme gerek var mı? Biz seninle aynıyız ben senim sen bensin.Kafamı kaldırdım büyük bir kararlılıkla onun gözlerine baktım, ve şöyle dedim;
-Hayır benle sen aynı olamayız bu imkansız ben bir katil değilim
Elimi kapüşonunu indirmek için hızla kaldırdım ama elimi tutup indirmeme izin vermedi. Canım hiç acımıyordu biraz sinirlenmişti galiba çünkü sesinde sertlik vardı.
-İnanmıyor musun yani? Sen bilirsin. O zaman biz öldürmeye devam ederiz. Tekrar tekrar.
-Biz mi? Ben demek istedin her halde.
-Gördün mü bak ben demek istedim.
-Ben kimseyi öldürmeyeceğim.
-Biz biriz ben senim anla artık zaten zamanla kendin anlarsın neyse seni inandırmakla uğraşmayacağım.
-Elimi bırak.Biraz sırıtarak şöyle dedi;
-Ne o canın mı acıdı?
Acımıyordu ama bir katilin bana dokunması beni çok tedirgin ediyordu.
-Senden nefret ediyorum. Sen lanet bir katilsin. Şimdi kolumu derhal bırak yoksa..
-Yoksa ne? Gerçi çok merak ediyorum nasıl kendinden nefret edebilirsin.
-Ben sen değilim saçmalamayı bırak.
-Peki sen kendi istediğine inan ama gerçekler senin inandığın gibi değildir bunu unutma.Elimi onun elinden zorda olsa kurtardım. Bir şekilde uyanmam lazımdı. Kendimi çimdikledim ama olmadı. Katil gülmeye başladı.
-Gerçekten mi? Öyle uyanamazsın.
-Bakalım böyle uyanılıyor mu o zaman?Deyip cama doğru koşmaya başladım ve aşağıya doğru kendimi attım sadece bir boşluk hissediyordum ya uyanmazsam eğer bir daha uyanamazsam ölmüşümdür demektir. Düşerken aklıma annem geldi onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Onu affetmem mümkün değildi.
Gittikçe yere yaklaşıyordum yukarı doğru baktığımdaysa katilin bana baktığını görebiliyordum. Ama şu anda daha büyük sorunlarım vardı. İyice yere yaklaşmıştım sonunda gözümü kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
katil kim
Mystery / ThrillerRüyalar ve gerçek dünya birbiriyle ilişkili midir? İşte bir kız bunu anlamaya başlar ve korkuyu, dehşeti, aşkı ve ihaneti bir arada yaşar. Ölümlerin önlenmesi gerek ama nasıl? Birinin yaşaması için başka birinin ölmesi gerek.