Sahte Gözyaşı

12 3 2
                                    

Hayattan o kadar soğumuştum ki yaşamak, hayatta kalmak benim için anlamsız bir hâle gelmişti. Aslında bir yerlerde öz babamın hep zayıf olduğunu düşünürdüm şimdi onu anlamak, onun yaşadıklarını yaşamak çok daha farklı. Eğer ben babama zayıf dediysem bu, beni de zayıf yapardı.

Kapımın çalınmasıyla "Gir" dedim. Kapı açıldığında annemin girdiğini görünce ister istemez kalkıp ona sarıldım. Kokusunu doya doya içime çektim. Sonra da yanağına küçük bir buse kondurdum. Annem yaptığım şeye şaşırmış olacak ki;

-Ne oldu iyimisin?

Dedi, bu sorusu nedense bana Alp'ı anımsatmıştı. Ne zaman bir şey olsa Alp bana hep bu soruyu sorardı. Sen yaptın diye suçlamaz ya da nasıl oldu diye sorgulamazdı. Tek düşündüğü benim iyi olup olmamamdı. Polise, ne kadar gerekli olup olmadığını kendi içimde en küçük detayına kadar ölçüp biçiyordum. Belkide uzaklaştırma emri çıkartmalıydım. Kafam bu kadar meşgulken anneme cevap vermek biraz zordu.

Tekrar birinin ölümüne sebep olacaktım.

-Rüyamı gördün? Tekrar!

Bir anda nasıl anladı diye ona baktım. Sonuçta o bir anneydi ve doğduğumdan beri bana bakıyordu. Beni en iyi bir annem birde Cans...! Evet bu isim canımı yakıyordu sanırım beni en iyi tanıyan sadece annem var artık o yok.!

-Evet biraz garipti.
-Sorgulamayacağım bile.
-Böyle cümleler kurmayı bırak!

Özlemden ve pişmanlıktan başka bir şeyi hatırlatmıyorda ondan...

-Sana onu hatırlatıyorum değilmi. Özür dilerim. Onun dediği cümleleri veya yaptığı harketleri yapmamaya çalışacağım, zaten yeterince derdin var. Onu özlemek, ondan uzak kalmak nasıl bir şeydir iyi bilirim. Eğer içini dökmek, ağlamak, bağırmak çağırmak istersen ben hep yanındayım.
-Artık o günler eskide kaldı.

O günler... Annemin beni terk etmesi eskide kaldı, babamın ölümü yüzünden duyduğum suçluluk duygusu eskide kaldı, öz babamın ölümü eskide kaldı, Cansu'yla olan ilişkim ise... O da eskide kaldı. Ağlamak geçmişte kaldı, bağırmak geçmişte kaldı, çağırmak geçmişte kaldı.
Her şey geçmişte kaldı. Geçmişe takılıp kalsaydım asla olduğum konumda olamazdım. Tek takılıp kaldığım şey suçluluk duygusuydu ama bunuda yendim çünkü babamı öldüren kişi şu anda ceza evinde.

-Kendini biraz daha toparla sonra da aşağıya in.

Tam kapının eşiğine geldiğinde bir şey hatırlamış gibi tekrar bana döndü.

-Ha bide Cansu ile ilgili biraz daha dikkatli ol, çok şüpheli davranıyorsun.

Çok fazla konuşmak istemedğim için başımı sallayarak cevap verdim. Annem haklıydı çok şüpheli davranıyordum. Madem oyunculuğum kötü bende onunla konuşmamak, karşılaşmamak için elimden geleni yapacağım.

Üstümdekileri sanki içimde kocaman bir kötülük varmış gibi çıkarttım. Bütün çıplakığımla duşa girdim. Vücuduma gelen her su damlası gözümden dökülemeyen gözyaşlarının yerine koydum ve boğazımı düğümleyen ağlamamı gerçek olmasada gerçekleştirdim. En azından o su damlacıkları benim yapay gözyaşlarım olabilirdi.

Bir süre suyun altında sahte ağlamamı gerçekleştirdikten sonra duştan çıktım. Asla gerçeği olmayacaktı. Asla...

Odama girince ayna karşısına geçip saçlarımı kuruladım. Saçlarımı taramayı da bitirdiğimde tarakta olması gerekenden çok daha fazla saç vardı. Saçlarım dökülüyordu. Saçlarımın döküldüğünü gördüğümde biraz daha streslendim. Evet benim hayatım stres üzerine, hüzün üzerine kuruluydu. Zaten lanetli birisinin hayatından da ne beklenir ki.

katil kimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin