Muhtemelen onun gözünden duygusuz biri olarak görünüyorumdur. Acıma duygumun olmadığını, sevgiden mahrum kaldığımı düşünüyordur. Artık telefonu kapatmıştım sesini duymuyordum. Aşağıya inip Cansu ile karşılaşmak istemiyordum bu yüzden kanepeye öylece oturuverdim. İlk defa kendimi sorgulamaya başladım çok mu kabaydım, çok mu kırdım, çok mu düşüncesizdim. Evet hepsi bende yer alıyordu. Kendimi sorgulamam bildirim sesiyle sona erdi "Seni aşağıda evinin önünde bekliyorum ya sen gelirsin ya da ben."Kalbimin hızlanmasına engel olamıyordum her saniye biraz daha hızlanıyordu. Ne yaparsam yapayım benden vazgeçmiyordu. "Sakın" diye yanıtladım onu. Parmaklarım kalvyedeki tuşlara değerken titremesine engel olamıyordum. Tam bitti derken tam da 'artık benden nefret edecek' derken yine her şey altüst olmuştu.
"Ne zaman birbirimizi dinledik ki bu son uyarım geliyor musun yoksa ben geleyim mi?"
Elimdeki telefon titrerken bir yandan da cevap yazmayla uğraşıyordum. Belki de pes etmeliydim gitmeliydim. Evin içine gelip karagaşa oluşturmasından iyidir. Hem onun yanına Cansu'nun yaklaşmasını istemiyordum. O masum suratın arkasında kim bilir şu anda neler vardı. "Bekle geliyorum"
Merdivenden inip kimseye yakalanmadan gitme planım Cansu'nun kolumdan tutmasıyla suya düşmesi bir oldu.
-Nereye gidiyorsun?
Gözlerindeki mavilik tenindeki ışıltı, pürüzsüzlük doğal olamayacak kadar güzeldi. Belkide gerçekten doğal değildir. Bilemem!. Bana meraklı bir çocuk gibi bakarken yalan söylemek ve doğal davranmak göründüğünden daha zordu. Hala inanmak istemiyordum bu kadar saf kalpli birisi bir katil olabilir miydi?
-Biraz hava almaya çıkıcam.
Ağzımdan ne çıktığı belirsiz bir cümle söyledim ama anlamışa benziyordu çünkü hemen cevap verdi.
-İyi o zaman beraber çıkalım mı?
Ne dediğimi bu kadar çabuk anlamasına şaşırmama gerek kalmadan beni endişelendiren başka bir cümle daha ekledi
-Sanki dışarıda birisi var gibi hissediyorum zaten senin odanda bulduğumuz ölünün katili hala bulunamadı. Ben biraz korkuyorum galiba. Bizimle uğraşıyor olabilir senin etrafında üç kişi öldü sonuçta
İşte bu beklemediğim bir şeydi eğer benimle gelirse Alp'ı görecekti. Ölümüne sebep olcak kişinin Alp'ı görmesini istemiyordum kimse istemezdi ve bunun olmaması için her şeyi yaparlardı benim yapacağım gibi bu yüzden küçük bir yalanla benimle gelmesini engellemem gerekiyordu.
-Dışarıda Cem ile uzun bir telefon görüşmesi yapabilirim canın sıkılır hem zaten nefret edersin böyle şeylerden.
Her zaman ki gibi takındığı çocuk ifadesinde dudaklarını yukarı doğru büzüp gözlerini hafif kıstıktan sonra küskün bir şekilde nefesini verdi. Bu her zaman karşı koyamadığım sayılı şeylerden birsiydi ama artık yer almıyordu.
-Hep böyle yapıyorsun benden kaçıyorsun. İyi madem sen iş hakkında konuşmana bak, ama benden böyle kolay kurtulamazsın.
Elimden bir şey gelmez şeklinde omuzlarımı silkip adımlarımı hızlandırarak merdivenlerden indim. En azından anneme yakalanmadım diyerek kendimi avuturken kapıdan çıkıp bahçeye çıkmıştım bile. Önümdeki çimde dekoratif bir şekilde duran taşlı yoldan geçip bahçeden çıktım.
Beyaz arabanın önünde duran Alp'ın, pantolonun içine soktuğu üstündeki kahverengi bol tişörtünün bir kısmı çıkmış ve dağınık saçları ile 19 yaşında bir çocuğu andırıyordu. Sarhoşluğun verdiği etkiyle ayakta zar zor duruyordu. Gözlerine baktığımda artık hayattan tamamen bıkmış usanmış gibi görünüyordu beni gördüğünde tam olarak gülümseme olup olmadığından emin olamadığım çarpık bir gülümsemeyle yanıma yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
katil kim
Mystery / ThrillerRüyalar ve gerçek dünya birbiriyle ilişkili midir? İşte bir kız bunu anlamaya başlar ve korkuyu, dehşeti, aşkı ve ihaneti bir arada yaşar. Ölümlerin önlenmesi gerek ama nasıl? Birinin yaşaması için başka birinin ölmesi gerek.