Anne

28 8 11
                                    


Sonunda otele gelmiştim. Resepsiyon kısımına gidip 99 numaralı kapının kaçıncı katta olduğunu sordum 3. katmış. Gidip asansöre bindim asansördeyken annemi düşündüm ama onu asla affetmeyecektim ne olursa olsun. Onu çok özlemiştim yine de gardımı düşürmeyecektim.
3. kata geldiğimde asansörden çıktım geniş bir koridorun yarısını kaplayan lacivert bir halıda yürüyordum. Sonunda 99 numaralı odaya geldim. Kapıyı çaldığımda annem açtı. Bana doğru geldi ve sarıldı.

—Seni çok özledim canım kızım. Nerelerdeydin?
—Bu seni ilgilendirmez!

Onu ittim. Kapıdan içeri girdim. Baştan aşağı süzdüm, saçları beyazlaşmış ve yine her zamanki gibi makyaj yapmıştı gözleri eskisi gibi maviyle grinin tonlarındaydı. Siyah bir badi ve altınada palazzo kumaş pantolon giymişti ayrıca hiç terk etmediği siyah stilettolarını da giymeyi unutmamıştı ve olmazsa olmaz takıları. (medyada var)

—Neden geldin?
—Anneye hoşgeldin yok mu?
—Anne mi? Ben seni sileli yıllar oluyor.
—Suna teyze sen Ahu'ya bakma o hep soğuk birisidir zaten.

Cansu üniversiteden beri hep annemi savunur. Yine eksik kalmadı. Annemin yüzüne bile bakmadan bir odaya girdim sonra yatağa uzandım o sırada annem odaya girdi.

—Kızım
—Bana kızım demeni istemiyorum.
—Ama nasıl demiyim sen benim..
—Hayır ne ben senin kızınım ne de sen benim annemsin.

Sözünü bitirmesini istemedim çünkü devamında ne diyeceğini biliyordum ve bunu demesinden nefret ediyordum.

—Neden şimdi geldin? Madem beni bu kadar çok seviyorsun neden daha önce gelmedin. Ya da beni bu kadar çok seviyorsan neden bana onca yıl yapmacık bir sevgi gösterdin?!
—Hayır kızım sana karşı hissettiğim hiçbir şey yapmacık yada yalan değildi. Seni özlediğim için geldim.
—Ama ben seni hiç özlemedim!

Cansu içeriye geldi ve şöyle söyledi

—Neden kavga ediyorsunuz? Ahu Suna teyzeye biraz sert davranmıyor musun sencede?
—Hayır Cansu fazlasını hak ediyor. Ona defolup gitmesini söyle.
—Bu sen değilsin Ahu o senin annen
—Cansu onun yüzünden neler yaşadığımı sen gayet iyi biliyorsun. O yüzden sakın bana ona karşı nazik olmaya zorlama.
—Peki zorlamam ama bir şartım var
—Neymiş o şartın?
—Suna teyze burda bizimle kalıcak.
—Asla!
—Ama Ahu lütfen
—Hayır dedim Cansu olmaz onunla bir dakika bile yan yana olmaya katlanamıyorum.

Anneme dönüp şöyle dedim;

—Sende git artık
—Kızım keşke beni bi dinleseydin. Gel biraz konuşalım.
—Hayır burda olmanı, benim yanımda olmanı istemiyorum. Senden nefret ediyorum Suna. Bir daha karşıma çıkma.
—Ama kızım ben seni çok seviyorum.
—Ama ben seni sevmiyorum anlamıyor musun?! Senden bir böcekten bile fazla tiksiniyorum. Bana bir daha kızım da deme ayrıca.
—Peki kızım madem böyle istiyorsun senin istediğin olsun.

Arkasını dönüp odadan çıktı. Cansu'da odadan çıkıp onu ikna etmeye çalışıyordu. Kapının arkasından boğuk sesler geliyordu. Sonra dış kapının çarpma sesinin gelmesiyle Cansu'nun odama girmesi bir oldu.

—Neden onunla bu kadar kaba konuştun?
—Neden konuşmayayım ki?
—Ahu bak ne olursa olsun o senin annen ona böyle davranmamalısın.
—Lütfen Cansu beni yanlız bırak.

Ahu çocuksu halinden çıkıp hiç alışık olmadığım ciddi bir hale girdi.

—Ama Ahu sonuçta senin odanda ölü bulundu demek ki suçu senin üsütüne atmak isteyen birisi var.
—Doğru söylüyorsun. Ama bunun konumuzla ne alakası var?
—Yani senden intikam almak isteyen birisi var. Ama sen suçlu bulunmadın.
—Eve çünkü yeterli kanıt yoktu mesela cinayet silahı bulunamadı. Gerçi vücudunda cinayete dair izde bulamadılar. Otopsi raporuna göre zehirde içmemişti. Öldüğünün tek kanıtı nabzının atmaması. Bu çok tuhaf.

Gözlerime bakıp gülümsemeye başladı ama bu gülümseme hiç dostça bir gülümsemeye benzemiyordu. Sanki düşmanım gibiydi. Çok korkunç görünüyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

—Eğer katilin amacı senden intikam almaksa bunun en iyi yöntemi sevdiklerine zarar vermektir. Yani onu eve getirirsen daha güvende olur.

Geri geri gittim ama oda bana yavaş adımlarla yaklaşıyordu. Sonunda burnumun dibine gelmişti.

—Cansu beni korkutuyorsun.

Birden kahkaha atmaya başladı ve o her zaman ki alıştığım çocuksu haline geri döndü.

—Yüzünün halini görmelisin çok komikti nasılda inandın ha kabul et hadi korktun dimi.

Çok rahatlamıştım bi an onun katil olabileceğini düşündüm Cansu ve katil hiçbir şekilde profile uymuyordu.

—Tamam tamam korktum gerçekten.
—Dimi ya çok iyi bir rol yeteneğine sahibim gerçekten.
—Evet çok iyi rol yapıyorsun.
—Bu arada şu intikam şeyinde ciddiyim. Ölmesinimi istersin?

Bana o kadar tatlı gözlerle bakıyordu ki onu kırmak mümkün değil.

—Tamam ama evdeyken gözüme gözükmesin.

Bana sarılıp şöyle dedi;

—Gerçekten mi? Yaşasın! Hemen onu arayıp gelmesini söylüyorum.

Cansu annemi ararken bende kendimi sırt üstü bir şekilde yatağa attım. Annemi düşündüm, bana sarıldığı zaman bende ona sarılmak istedim ama bunu yapamadım, bana seni çok özledim kızım dediği zaman bende ona özlediğimi söylemek istedim ama yapamadım, bana kızım seni çok seviyorum dediği zaman bende ona seni çok seviyorum demek istedim ama yapamadım. Çünkü ondan aynı zamanda nefret de ediyordum.
Kapının çalmasıyla düşüncelerim dağılmaya başladı. Bu annemdi kapalı kapımın ardından Cansu'nun sevinç dolu seslerini duyabiliyordum. Birden annem odama girdi.

—Kızım gelmemi istemişsin.

Sesinde umut vardı ama ona umut vermek istemiyordum.
Annemin ardından Cansu her ihtimale karşı yanıma geldi.

—Senin gelmeni ben istemedim Cansu yüzünden kabul ettim onu kıramazdım.
—Ama Cansu benim için endişelendiğini söyledi.
—Senin için endişelenmek mi? Buna inanıyor olamazsın. Cansu'da seni kandırmış değil mi Suna kandırılmak nasıl bir hismiş belki şimdi anlarsın. Gerçi sen kandırmak konusunda Cansu'dan daha yeteneklisin.

Cansu tedirgin bir şekilde bizi izliyordu en sonunda aramızdaki tartışmayı bitirmek için annemi odadan götürürken annem arkasını dönüp şöyle dedi;

—Benden şu an nefret ediyorsun ama daha hiçbir şey bilmiyorsun. Ben senden vazgeçmeyeceğim kızım.
—Ama ben senden çoktan vazgeçtim Suna

Ondan sonra Cansu annemi kolundan hafifçe çekip odadan çıkarttı. Saat çok geç olmuştu banyoya gidip makyajımı temizledim sonra rutin olarak yaptığım maskeleri ve yüz bakım kremlerimi sürdüm. Banyodan çıkıp geceliğimi giydim sonra tekrar yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Ama uyumak istemiyordum tekrar yeni bir rüya görmekten çok korkuyordum. Bu korkuyla gözüme uyku bile girmiyordu ama uyumam lazımdı.
Rüyaları düşünürken aklıma yine ilk gördüğüm rüya geldi yani Alp'ın olduğu rüya hala neden onun için ağladığımı çözemiyordum daha doğrusu neden bu rüyaları gördüğümüde çözemiyordum. Ve bu rüyalarda gördüğüm kişilerin neden gerçek hayattada öldüğünü çözemiyordum. Sanırım çok yorulmuştum. Artık uyumama korku bile engel olamadı.

katil kimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin