Sevgili okurlarım muhtemelen bir süre yazmayacağım çünkü derslere biraz daha önem vermem gerekiyor. Ama sırf sizi çok sevdiğim için kısa küçük bir devam yazdım. Hepinize iyi okumalar.
Odamdayken kafamda kitabı Cansu'dan alırsam ne gibi olaylar olacağının senaryolarını kurarken telefonum çaldı arayan kişinin numarasını daha önce görmemiştim. Üstünde ise "bilinmeyen numara" yazıyordu. Açmak istemiyordum başıma bela almak falan. Ama aynı zamanda merakta ediyordum. Neden aradığını veya kim olduğunu merak ediyordum bu yüzden çok geçmeden telefonu açtım.
-Sana inanmıyorum..!
Ne dediği pek anlaşılmasa da az çok tahmin etmiştim. Kısılmış sesi ve titrekliğiyle sarhoş ve birkaç damla gözyaşı döktüğünü anlamıştım. Numarasını daha önce göremememin sebebi hiçbir zaman onunla telefonda konuşup kaydetme gereği bulamadığım içindi. Sesini duyduğuma sevindim mi yoksa üzüldüm mü bilemiyorum. Kim bilir belki de iki duyguyu aynı anda hissetmişimdir. Ama bu duygulardan ağır basan üzüntü olmalıydı, hüzün olmalıydı, hayal kırıklığı olmalıydı. Ne de olsa bu onun hayatına mal olabilirdi.
Numaramı nereden bulmuş olması ayrı bir muamma zaten. Ona numaramı ben vermiş olamazdım hem zaten eski numaram mavi denizle birlikte benim gibi boğuluyordu. Hatta benden öncede boğulmuş olabilirdi bile. Annemden almış olamaz birbirlerini çok tanımıyorlar. Gerçi annemin tanımadığı söylenemez. Ama Alp kalkıp annemin yanına gelip numaramı istemezdi, istese bile annem vermezdi. Aklıma başka birini getirdim Cem. Bu olasılık oldukça düşüktü. Ne Alp Cem'in yanına gelip numaramı ister ne de Cem numaramı ona verir. Bu bende sadece bir seçenek bırakıyordu Cansu. İmkansız bir şey değil sonçta bana ihanet edebiliyorsa neden bunu yapmasın ki bundan zevk aldığına yemin bile edebilirim ama kanıtlayamam.
Tekrar o sesi duydum;
-Bunu yaptığına inanmıyorum diyorum cevap verir misin?Cevap vermek istemiyordum. Cevap verecek olursam konuşma fazlasıyla uzayacaktı. Bu yüzden sustum. Susmak benim için alışımışın dışında bir şeydi. Belki de artık konuşmamalıydım sadece susmalıydım. Telefonun üzerindeki kırmızı düğmeye basıp kapatmak ilk defa zor olmuştu. Normalde hiç tereddüt etmeden kapatırdım. Benim için çocuk oyuncağıydı, demek ki her zaman çocuk oyuncağı olmuyormuş.
-Ahu lütfen sana ihtiyacım var.
Muhtemelen onun gözünden duygusuz biri olarak görünüyorumdur. Acıma duygumun olmadığını sevgiden mahrum kaldığımı düşünüyordur. Artık telefonu kapatmıştım sesini duymuyordum. Aşağıya inip Cansu ile karşılaşmak istemiyordum bu yüzden kanepeye öylece oturuverdim. İlk defa kendimi sorgulamaya başladım çok mu kabaydım, çok mu kırdım, çok mu düşüncesizdim. Evet hepsi bende yer alıyordu. Kendimi sorgulamam bildirim sesiyle sona erdi "Seni aşağıda evinin önünde bekliyorum ya sen gelirsin ya da ben."
Bölümün başında da dediğim gibi dersler yüzünden pek fazla yazmayacağım tahmini süre birinci dönem ikinci yazılıların bitti zaman olacaktır bu kadar uzun süre yazmamın nedeni ise zor bir bölümde okumam emin olun sizin gibi bende ayrılmak istemiyorum. O zamana dek görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
katil kim
Mystery / ThrillerRüyalar ve gerçek dünya birbiriyle ilişkili midir? İşte bir kız bunu anlamaya başlar ve korkuyu, dehşeti, aşkı ve ihaneti bir arada yaşar. Ölümlerin önlenmesi gerek ama nasıl? Birinin yaşaması için başka birinin ölmesi gerek.