Gerginlik çürümesi

19 6 12
                                    

Tekrardan gülümsemesinin yerini bir sertlik aldı sonra beni kavrayıp kanepede otururken uzanmamı sağladı gözlerimiz uzun uzun birbirine bakıyordu ama aynı zamanda yaklaşıyordu da ne yapacağını tahmin edebiliyordum bunu yapmadan önce kurtulmaya çalıştım bileklerimi sıkı bir şekilde tutmuş olan ellerden kurtarmaya çalıştım ama olmuyordu belki bacaklarımla onun bir yerine vurabilirim diye düşündüm ama nafile kendi vücuduyla tamamen üzerimde durup değil hareket kılımı bile kıpırdatamıyordum. Dudakları neredeyse benimkileriyle buluşmak üzereydi.

-Ne yaptığını sanıyorsun?
-Hala cevap vermeyecek misin?

Cevap versem ne verecektim ki nasıl bir yalan uydurabilirimki? Düşünmeye başladım her hangi bir şey. Her türlü yalan olurdu ama ben gidip başka bir şey sordum ona.

-Benim bayılmalarım neden seni ilgilendiriyor ya da neden bayılma, hiç merak etmiyor musun şoförüne neden dikkat etmen gerektiğini söyledim? Sonra gizemli bir şekilde öldü benimle alakalı olabileceğini hiç düşünmedin mi?

Ben gerçekten neden böyle dediğimi hiç anlamıyorum belkide merak etmiyordu ama şimdi ben dedim diye merak edip soracak olsa o zaman ne cevap verecektim? Ama bir yandan da merak ediyorum bayılmalarım onu neden ilgilendiriyor ki?

-Senin asla birini öldürmeyeceğini biliyorum bunu daha önce de söyledim. Bayılmanı merak etmem ise senin için endişelenmem yüzünden.

Buna bir cevap ararken bana gerçekten çok yakın olduğunu ve bunun nasıl hissettirdiğini anlamaya çalışıyordum. İçimde heyecan mı, korkumu yoksa rahatsızlık mı vardı bir türlü çözemiyordum. Gözlerimi onun o kop koyu kahverengi gözlerinden alamıyordum. En sonunda bir şekilde başarıp gözlerimi kaçırdım. Sağa doru koltuğun iç kısmına doğru baktım ama o tarafa baktığımda elinide gördüm canımı acıtmamak için elinden geleni yapıyordu sanki ama önemli olan bu değildi önemli olan bileğinin üst kısmında yuvarlak denemeyecek kadar bozuk küçük siyah ile yeşilin birleştiği garip bir çürük oluşturmuştu işte korktuğum başıma geliyordu benden derhal uzaklaşması gerekiyordu ve bunun tek çaresi acil bir yalan uydurmamdı.

-Evet, sağlık sorunlarımla alakalı soruların bittiyse beni bırak artık.
-Emrin olur.

Gayet kibar bir şekilde üzerimden kalktı bende hemen kulübeden çıkmak için kapıya yöneldim. Alp arkamdan bana seslendi bir türlü beni rahat bırakmıyor ölmesini engelleyebildiğim tek kişi o da benden uzak durmak zorunda ama bunu yapmıyordu.

-Hemen mi gidiyorsun bu acele neden?
-Neden benim hayatım seni bu kadar ilgilendirmek zorunda.

Sesimdeki tonda tek bir pürüzlük yoktu, sert ama dümdüzdü. Kapıdan çıkıp Aslı'nın olduğu yere gitmek yerine yönümü değiştirdim ama onu öylece bırakabilir miydim? Hayır bırakamazdım arkamı dönüp Aslı'nın olduğu yere gittim yerde öylece yatıyordu neden öldüğünü bilmeden, mutlu bir şekilde eve giderken öldü Cansu'nun bunu yapabilmesinin mümkün olduğuna kendimi kabullendirmeye çalışsam da bunu yapabilmem oldukça zordu. Artık ceset çürümeye başladığından kokusu midemi bulandırıyordu ama bu kokuya yinede dayandım telefonumu çıkartıp polisi aradım yine beni suçlayacaklardı. Yinede olsun hiç bir kanıt olmadan beni öylece tutuklayamazlardı.

******

Bir süre bekledikten sonra polislerin siren sesini duydum çok fazla gürültü yapıyorlardı ormanın huzurlu sessizliğinden eser kalmamıştı, Alp'te siren seslerini duymuş olacak ki öteden onun geldiğini görebiliyordum. Bu çocuk beni bir türlü rahat bırakmıyordu.

-Polisimi aradın?
-Sana ne.

Sesim buz gibi çıkmıştı. Bana biraz daha yaklaştı ama ben geri adım attım benden uzak durmalıydı yavaş yavaş ölmesini izleyemezdim.

katil kimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin