Karşılaşma

29 7 10
                                    

Birden kulakları çınlatan o korkunç sesiyle bir çığlık atarak üzerime atladı.
Creatura (kreatura) üzerime atladığı gibi bende yataktan fırladım. Bunun gerçekten rüya olduğunu unutmuştum ve uyandığımda çok rahatladım. Ama rahatlamam tekrar başka birinin öleceği gelince sona ermişti. Yine başka bir kurban, yine başka bir insanın hayatı benim yüzümden mahvolacak.  
Baş ucumdaki lanetli kitaba bakınca içimdeki merak duygusunu yenemeyip bir kere daha bakmak için elime aldım sadece kitabın kapağını çevirdim "maledictus liber" (malediktus libır) kitabın asıl ismi buydu. Birkaç sayfa daha çevirmeme fırsat bulamadan Cansu odama girdi. Elimdeki kitabı bir hışımla örtünün altına koydum.

—Kalktın mı? Hala uyuduğunu düşünüyordum.
—Evet hem de ne uyanma
—Neden öyle dedin ki?
—Boş ver hadi gidip kahvaltı yapalım sonrada eşyaları toplayıp eve gideriz.

Biraz gülümseyip heyecanlı bir şekilde;

—Tamam, eve Suna teyzede gelicek değil mi?
—Maalesef!

Dedim çünkü hem gelmesini istemiyordum, hem de gelmesini istiyordum rüyalarımla ilgili bir şeyler biliyor o yüzden gelmesi lazım aradığım bazı cevapları onda bulabilirdim.

—Anlamadım gelecek mi?
—Evet dedim ya!
—Evet demedin maalesef dedin bende gelmeyeceğini anladım bana net bir cevap vermedin. Sonrada böyle sinirleniyorsun.

Yataktan kalkıp yine her zamanki gibi onun gönlünü almalıydım sanırım yaşadığım sürece özür dileyip tek gönülünü aldığım kişi Cansu'ydu ona ne kadar değer verdiğimi bir kere daha anlamıştım. Cansu'ya sarıldığım zaman iyi ki bu lanetin sadece daha önce hiç görmediğim insanlar için geçerli olması benim için çok iyiydi eğer böyle olmasaydı ve ben Cansu'yu rüyamda görseydim muhtemelen üç dört ay kendime gelemezdim.

—Ahu ne oldu? Gözlerin dolmuş.
—Sadece her şey üst üste gelmeye başladı. Merak etme sana sarılınca her şey düzeldi.

Dedim sesim biraz incelmişti ve titrek çıkıyordu.

—Bana her şeyini anlatabilirsin Ahu biliyorsun değil mi?
—Evet biliyorum şirkette işler yolunda gitmiyor ve ben çok stres yapıyorum hepsi bu.

Diyerek durumu geçiştirdim çünkü bu durumu kimseye söylemeyi planlamıyordum.

—Ben çıkıyorum sende hazırlan olur mu?
—Tamam

Cansu çıktıktan sonra kısa bir duş alıp dolabın karşısına geçip giyinmeye başladım bu günü aslında tatil olmasada tatil olarak saydığım için rahat bir şeyler giyinmeye karar verdim rahat, bol, açık mavi, yüksek bel pantolonumu giydikten sonra üzerime bir crop giydim üzerine yine açık mavi bir kot ceket giyerek ayna karşısına geçtim saçlarımı bir topuz yaptıktan sonra hafif bir makyaj yapıp eşyalarımı toplamaya başladım
Her nedense içimde garip bir his vardı ama ne kadar kafama taksam o kadar gergin olacaktım o yüzden sadece eşyaları alıp artık eve gitmeye odaklanmalıydım.
Dolaptaki kıyafetlerimi alıp gümüşe çalan ama beyaza daha yakın olan muhtemelen diğer kişisel eşyalarımıda sığdırabileceğim büyük bir bavula koydum tabiiki kitabı koymayı da ihmal etmedim bütün hazırlıklarım tamamlandıktan sonra odadan çıktım. Cansu'nun daha hazırlanmasını beklerken, koltukta oturmuş benim hazırlanmamı bekliyordu.

—Güzel sonunda hazırlandın Suna teyzede şimdi çıkar sonrada kahvaltı yapıp gideriz.
—Tamam, söyle çabuk olsun bi saat onu bekleyemem.
—Ama ben seni bekledim.
—Sen çok erken kalkıp hazırlanmışsın bile geç kalacağız.
—Eve gidiyoruz her hangi bi acelemiz yok sen sadece onun inadına yapıyorsun bunu.
—İyi pekala o zaman hazırlansın bakalım.!

Son cümlemi imalı ve biraz daha bastırarak söyledim. Ne kadar gelmesini istemesemde rüyalarım hakkında bir şeyler bildiği için gelmesi benim içi daha iyi olmalıydı.
Annemin hazırlanmasını beklerken aklıma üniversite yıllarım gelmişti Cansu'yla beraber bir kavgaya karışmıştık o zaman daha 1.sınıfta olmamıza rağmen gidip son sınıflarla küçük bir tartışma yaşadık ama bu tartışma büyümeye başlamıştı saç baş girişmiştik gerçi biz kaşınmıştık ama olsun ne zaman aklıma gelse beni hep gülümsetiyor.
Annemin odadan çıkmasıyla birlikte ona dalga geçer gibi ama birazcık sinirli bir şekilde şöyle söyledim;

katil kimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin