Lisa durumun garipliği karşısında öylesine afallamıştı ki başı dönmeye başlamıştı. Gölün hafif dalgalarından dolayı sallanan kayık baş dönmesine hiç yardımcı olmuyordu. Dengesini kaybetmemek için kayığın kenarını sıkıca tuttu.
"Nasıl..nasıl sen..."
Aslında fotoğraftakinin Jennie olduğu başından beri ortadaydı. Ama bu duruma kendi kafasında bir açıklama bulamadığı için bunu tamamen görmezden gelmişti.Lisa başını tutmaya başladığında Jennie endişelendi ve ani bir hareketle Lisa'nın ellerine sarıldı.
"Lisa.."Lisa aceleyle ellerini çekmişti. Bunu daha fazla kaldırabileceğini sanmıyordu. Her neyin içindeyse artık merak etmemeye karar vermişti. Sadece eve gitmek ve bir daha bu göle asla gelmemek istiyordu.
Ama ne olduğunu bugün öğrenmezse uykusuz kalacağı gece sayısını hesaplamak şimdiden zordu.
Aklına gelen ilk şeyi söyledi. Komik veya saçma olup olmadığını sorgulamadan, filtreden geçirmeden söyledi. Sakinleşmeye ve kendi kendine mantıklı açıklamalar üretmeye başlamıştı."Eskitme efekti uygulanan bir fotoğraf bu sadece değil mi? O kitap da büyükbabanın koleksiyonundan bir kitaptı. Anlıyorum. Bir anlığına o kadar delice şeyler düşündüm ki. Sonuçta bir antika tezgahında resmini buluyorum, yırtık ve eski bir resim..."
Bunları Jennie'nin yüzüne bakmadan ve konuşmasına fırsat vermeden söylemesi kendini ikna etmeye çalışır gibi gözükmesine sebep oluyordu.
Jennie bu defa Lisa'nın ellerini kaçırmayacağını umarak tekrar ellerini Lisa'nınkilerin üstüne koydu.
"Bu gerçekten eski bir fotoğraf Lisa. Şu an hangi yıldayız emin değilim ama asırlık bile olabilecek kadar eski bir fotoğraf."
Lisa başını kaldırdı. Donup kalmış gibi gözüküyordu, herhangi bir cevap vermeye yeltenmedi.
"Bu gerçekten eski bir fotoğraf ve gerçekten benim fotoğrafım."
Lisa ağzını aralar gibi oldu ama susmaya devam etti.
"Bu fotoğraf Lili'ye verdiğim son şeydi..."
Lisa Jennie'nin Lili diye bahsettiği kişinin kim olduğunu anlamamıştı. Annesinin ve yakın arkadaşlarının da ona bazen bu şekilde sesleniyor olması garibine gitmişti.Elbisenin altında kalan madalyonu çıkardı ve gülümseyerek elinde tuttu.
"Bu madalyonla beraber.""Madalyon..."
"Evet senin bulduğun madalyon. İlk gece birbirimizi gördüğümüz zaman bulduğun madalyon. Bu aslında bana değil Lili'ye aitti. Yani Lilian... sevgilim."
Lisa sadece bakıyordu. Baş dönmesi daha da artmış olsa da kendini tutmaya çalışıyordu. Eğer kendini biraz olsun bıraksa bayılabilecek haldeydi.
"Çok karışık biliyorum. Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Açıklamama gerek kalmadan seni görmeyi keseceğimi ummuştum ama yapamadım... çünkü sen..."
Bir anda arkasını döndü ve oturduğu yerin arka kısmından küçük bir sandık çıkardı.Sandığı Lisa'ya uzattı.
"Bu fotoğraf benim Lili'ye bıraktığım son fotoğraftı. Sandığın içinde de onun bana bıraktığı son fotoğraf var. Aç lütfen. Belki bu açıklamamı kolaylaştırır."
Lisa titreyen elleriyle sandığı kucağına koydu. Bir süre sadece baktıktan sonra sandığın tokasını çevirdi ve açtı. İçinde güzel bir inci kolye ve altında bir fotoğraf vardı. Tezgahta bulduğu fotoğrafla aynı tarza bir kağıda basılmıştı.
Fotoğrafı görmesi için kolyeyi kaldırması yeterliydi ama deli gibi atan kalbi bunu yapmaktan bile alıkoyuyordu onu.
Derin bir nefes aldı ve elini kolyeye uzattı. Yavaşça kenara çektiğinde arkası dönük fotoğrafı gördü, eline aldı ve kendine çevirmeden kısa bir süre gözlerini kapadı.
Kendini bakmaya hazır hissetmesi zaman almıştı ama sonunda yaptı. Fotoğrafta gördüğü şey çoktandır dönen başının yanına kararan gözlerini de ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Locket | jenlisa
FanfictionLisa bulduğu madalyonun hayatını değiştirmek üzere olduğunun farkında değildi.