21

752 78 33
                                    

+82....: Kitabın arasına numara koymak ha? :)

Lisa gün boyu beklediği mesajı nihayet almıştı. Gülümseyerek ekrana baktı. Uzun zaman sonra ilk defa içinde bir kıpırtı hissediyor olsa da hemen bir sonuca varmaması gerektiğini biliyordu.

Jane Jennie'ye çok benziyordu, Lisa da Lilian'a ama bu onların gerçekten birbirine ait olduğu anlamına gelmiyordu.

Lisa fazla kurcalamamaya karar verdi, en kötü ihtimalle birbirlerini tanımakta ne gibi bir sakınca olabilirdi ki?

Lisa: İşe yaramış gibi gözüküyor, merhaba. :)
Jane: Merhaba :)

Lisa sabırsızdı, Jane'i tekrar görmek ve tanımak istiyordu. Flört işinin bu kadar dolambaçlı olması sinirini bozuyordu. Keşke içinden geçenleri bir anda söyleyebilseydi ama büyük ihtimalle bunun sonucu Jane'i korkutup kaçırması olurdu. 

Lisa: Buraya yeni geldin sanırım?

Jane: Evet, yalnızca bir hafta oldu :)

Lisa: Sana etrafı gezdirmemi ister misin?

Lisa az önce kafasında tarttığı düşüncelerin tam aksi yönünde ilerlemişti. Birbilerine daha birkaç mesaj atmışken bir anda buluşmayı teklif etmesi onu Jane'in gözünde kim bilir nasıl bir hale düşürmüştü... Jane'in dakikalardır cevap vermemesi de durumun iyi gözükmediğini doğruluyordu. Ani kararından pişmanlık duyarak ofladı ve telefonunu komodine kırarcasına koyarak kendini yatağına bıraktı. Daha gözlerini kapayamadan telefon titreştiğinde heyecanla yerinden doğruldu. 

Jane: Affedersin, köpeğimle ilgilenmem gerekti.

Jane: Gezinti fikrini sevdim!

Sonrası çok daha rahat ilerlemişti, Jane Lisa'ya evinin konumunu attı ve burayı daha iyi bilen kişi Lisa olduğu için onu evinden almaya gitti. Sarmaşık şatosuna oldukça yakın oturuyorlardı. Lisa buraya gelmediği süreçte ne kadar fazla ev yapıldığını fark etti, burası artık eskisi kadar bilinmez gözükmüyordu. 

Geniş bahçeli küçük bir evdi, etraf çiçeklerle doluydu. Leylaklar, hanımelleri ve dahası... Bu yüzden bahçeye girer girmez güzel bir koku etrafı sarıyordu. Biri bu bahçeye oldukça fazla zaman ayırıyor olmalıydı. 

Jane'i bahçeye inen merdivenlerde beyaz bir Cocker Spaniel'in tasmasını tutarken görünce gülümsedi. Jane'i başıyla selamlayarak yere çöktü ve köpeğin başını okşamaya başladı.

Köpek çok uysal ve sakin gözüküyordu, Lisa onu sevdikçe o da Lisa'ya daha fazla sokuluyordu. Jane ikisini gülümseyerek izliyordu.

"Seni sevdi."

"İsmi ne?"

"Kai."

Lisa tokalaşır gibi Kai'nin ön patisini tuttu ve hafifçe salladı.

"Merhaba Kai ben Lisa."

Kai sanki anlamış gibi kuyruğunu salladı. Bu harekete Jane'in kıkırdamasına sebep olmuştu. Daha sonra Lisa'ya dönüp sordu.

"Gidelim mi?"

Lisa gülümseyerek onayladı. 

Kai ve ikisi çiçeklerle dolu bahçeyi geçerlerken Lisa uzaktan nasıl gözüktüklerini çok merak etti. 

...

Jane çok sevecen ve nazikti ve Lisa'yla ortak yönleri şaşılacak derecede fazlaydı. Üstelik Jennie... Jennie'ye o kadar benziyordu ki bir anda Jennie'nin onu ilk gördüğünde hissettiği şeyleri anlamaya başladı. Heyecan, özlem, hepsi. Özlemi belki Jennie'ye göre daha fazlaydı, çünkü onu hem Lilian olarak hem de Lisa olarak özlüyordu. 

"Ne düşünüyorsun?"

Lisa Jane'nin çenesini eline dayamış şekilde onu izlediğini görünce gülümsedi.

"Birçok şey..."

Dakikalardır gölün kenarında oturuyorlardı ve Jane'le orada oturmak Lisa'ya uzun zaman sonra evine dönmüş hissi veriyordu.

"Gölü geçelim mi?"

Jane ellerini çenesinin altından çekip doğrularak göle baktı. 

"Eğer yüzerek geçmeyi kast ediyorsan benden hiçbir şey bekleme!"

Elbette, yüzmeyi bilmiyordu. Bu içindeki Jennie'nin özelliği miydi yoksa yaygın bir tesadüf müydü Lisa bunu zamanla görecekti. 

"Hayır kayıkla," diye kıkırdadı Lisa.  

"O halde olur!"

Kayığa yerleştiklerinde Jane'in küçük bir kız çocuğu gibi korktuğu her halinden belliydi ama dik durmaya çalışıyordu. Bu da onu hem daha komik hem de daha sevimli gösteriyordu. Kai'a sanki kaçacakmış gibi sıkıca sarılması da Lisa'nın gülmemek için kendini zorlamasına sebep oluyordu.

"Çok büyük bir göl..." dedi korkusunu gizlemeye çalışarak, ama hafifçe titreyen sesi onu ele veriyordu. 

"Evet..."

"Peki nereye gideceğiz?"

Lisa rotayı çoktan kafasında çizmişti. 

"Sarmaşık şatosuna."



The Locket | jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin