Lisa'nın Jennie'yi son gördüğü gece o geceydi. Kayıkla tek başına eve dönmek ağlarken daha da zor olmuştu. Tabii ki onu son kez gördüğünü kabullenmesi çok da kolay olmamıştı.
Her gece, gölün kıyısında inatla bekliyor ve gün boyunca da pencereden gölü izliyordu. Ailesi bu halini geçici bir bunalım sürecine yormuşlardı, oradaki tek arkadaşı Jisoo ise hiçbir anlam veremiyordu.
Belki de Lisa şehir hayatından sonra bu küçük kasabada sıkışmış hissediyordu, annesinin kitabı bir türlü bitmediği için uzun zamandır buradalardı ve ailesi bu küçük yere alışmış gibiydi, dönmeye dair belirgin bir çabaları yoktu.
Bunalım sürecinin çok da geçici olmadığını gördüklerinde ailesi kendilerini suçladıkları adıma geçtiler. Lisa'yı buraya sürüklemekle ona haksızlık mı etmişlerdi?
Gerçeği hiçbiri bilmiyordu. Anlatsa da inanmazlardı zaten.
Başlarda buradan gitmek istemiyordu. Eğer giderse sanki birini terk etmiş gibi hissedecekti. Bunun sağlıklı bir düşünce olmadığını biliyordu. O zamanlar tek istediği Jennie'yi yalnızca bir kez daha görmekti. Ama bu mümkün olmadı.
Lisa ateş böceği adasını, sarmaşık şatosunu, kedi balığı kıyısını defalarca ziyaret etti. Jennie'nin dönmeyeceğine ikna olduğu zamanlarda bile oralarda bulunmak ona huzur veriyordu. Belki sadece ona, belki Lilian'a, belki de ikisine birden.
Jennie'nin hediye ettiği Anna Karenina'yı artık ezbere bilmesine rağmen kaç defa okuduğunu bilmiyordu. Ama her seferinde ilk kez okumuş gibi heyecanlanıyor, sıkılmıyordu.
Madalyonu boynundan uzun süre çıkarmadı. İnsanlar ne olduğunu, nereden bulduğunu sorgulamaya ve ona dokunmaya çalışmaya başladıklarında madalyonu Lilian'ın fotoğrafının da bulunduğu küçük sandıkta saklamaya karar verdi.
Böyle hissetmesinin sebebi insanın başına her gün böyle bir şeyin gelmeyecek olmasıydı, kendini buna ikna etmişti. Bilindik bir aşk bile insana bir defa uğrarken bir hayalete aşık olmak milyarda bir ihtimal olmalıydı.
Fakat her yara bir gün kanamayı bırakıyordu. Lisa sonunda üniversite için şehre dönmeye karar verdi. Chaeyoung'la tuttukları öğrenci evinde yaşamanın ona daha iyi geleceğine karar verdi. Gölün başında bekleyerek bir ömür geçiremezdi.
Her şey değişmişti zaten. Sarmaşık şatosunun yakınlarına küçük bir yazlık yaptıran bir aile evin duvarındaki görüntüden rahatsız olup profesyonel bir bahçıvan tutup sarmaşıkları temizletmişlerdi. Ateş böceği adası eskisi kadar ışıklı değildi. Kedi balığı kıyısındaki balıkları görmek artık çok da mümkün olmuyordu. Sadece Jennie'nin evi; o büyük, kasvetli ev bir korkuluk gibi zeminden yükseliyor ve sanki orada yaşayan herkesi izliyordu.
Artık Lisa için de gitme vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Locket | jenlisa
FanfictionLisa bulduğu madalyonun hayatını değiştirmek üzere olduğunun farkında değildi.