8

869 85 24
                                    

Artık ritüel haline gelen keşif gezilerinden biri daha sona ermişti. Jennie kayığı kıyıya yaklaştırırken yüzünde memnun bir ifade vardı, bu gezileri seviyordu. Tek başına defalarca kez yapmıştı ama Lisa'yla her yeri yeniden görüyormuş gibi hissediyordu.

Korktuğu tek şey gezecek yerlerin artık azalıyor olmasıydı, göl büyüktü ama kıyılar tek tek tükenmeye başlamıştı bazı kısımlarda görmeye değer ilginç bir şey bile yoktu. Lisa'nın birkaç yeri tekrar ziyaret etmekten sıkılmayacağını ummaktan başka çare bulamadı.

"Teşekkürler Jennie."

Jennie gülümseyerek başını salladı, Lisa'nın kayığa binmeye ve inmeye alışması biraz moralini bozuyordu çünkü artık elini tutup ondan yardım almasına gerek kalmıyordu.

Düşünceleri içinde gezinirken Lisa'ya cevap vermediğini fark etti.
"Ah tabii...her zaman."

"Bana...hala numaranı vermedin."

Jennie bu cümleyle dalgın haline tamamen veda etti.
"Buna gerek var mı? Her gece burada olacağımı bilmek daha iyi değil mi?"

Lisa düşünceli bir şekilde ona baktı. Onunla birkaç saat konuşmak ona yetmediği için numarasını istediğini Jennie'ye nasıl söyleyebilirdi ki?

"Birbirimize ayırdığımız vakitten keyif alalım sadece olur mu? Konuşmamız kolaylaşırsa maceralarımız sıkıcı bir hal alabilir."

Jennie Lisa'nın endişesini sezip doğrudan buna cevap vermiş gibiydi. Lisa her ne kadar ikna olmadıysa da yavaşça başını salladı.

Jennie oldukça farklı biriydi, bu konuda herkesle aynı şekilde davranmaması aslında doğaldı.

Belki de hiçbir şeyin tam anlamıyla net olmayışı yaşadıkları şeyi heyecanlı kılıyordu. Buluşmak için kararlaştırdıkları belli bir saat bile yoktu. Yine de ne olursa olsun Jennie'yle yaptığı herhangi bir şeyin sıkıcı bir hal alabileceğine inanmıyordu.

Yine de Jennie'yi onayladı. Jennie de son kez gülümseyerek küreklere asıldı.

"Kiminle konuşuyordun bakalım?"
Jisoo elleri ceketinin cebinde birkaç metre uzaktan Lisa'ya doğru gülümseyerek yürüyordu.

"Hiç..."

"Kendi kendine mi konuşuyordun?"

"Ah, hayır arkadaşım..."

"Geçen gün bahsettiğin kız mı? Ben de tanışayım."

Lisa Jisoo'ya doğru adımlarken cevapladı.
"Gitti bile... şu an seslensek de duymaz."

Jisoo gülerek konuştu.
"Peki...peki arkadaşını elinden almayacağım."

Birbirleriyle aynı hizaya geldiklerinde Jisoo Lisa'nın koluna girdi.
"Bayan Manobal buralarda olabileceğini söyledi. Her gün tek başına gezdiğini sanıyormuş."

"Ah...hayır...buna cesaret edemezdim."

Jisoo az önce konuyu savuşturmuş gibi davransa da Lisa'nın gizemli arkadaşını hala merak ediyordu.
"İsmi ne demiştin?"

"Jennie."

"Hiç duymadım. Bir dahakine birlikte gidelim."

"Hep gölde oluyoruz...yani hoşlanır mısın bilmiyorum."
Lisa Jisoo'yu gerçekten sevmişti ama Jennie'yle geçirdiği zamanı kimseyle paylaşmak istemiyordu. Bunu söylemenin en kibar yolu ne olabilirdi acaba?

"Sana da dedim ya gölü hiç geçmedim, bu yüzden gelmek isterim...hem canım çok sıkılıyor."

"Peki." dedi Lisa isteksizce.

İkisi kol kola gölden uzaklaşırken Jennie de gözden uzaklaşmıştı.

The Locket | jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin