5

1K 100 10
                                    

"Buraya sarmaşık şatosu diyorum."

Kayık nihayet kıyıya ulaşmıştı. Lisa uzaktan gördüğü küçük binanın sarmaşıklarla kaplanmış taş bir ev olduğunu fark etti, oldukça küçüktü ve ıssız gözüküyordu.

"Burada kimse yaşamıyor mu?"

Jennie düşünceli bir tavırla açıkladı.
"Bir süre önce küçük bir aile oturuyordu, ama onları uzun zamandır görmedim."

Jennie kürekleri bırakıp elbisesinin eteklerini tutarak yerinden doğruldu. Elini Lisa'ya uzatıp gülümsedi.
"Hadi keşfedelim."

Lisa gülümseyerek kızın elini tuttu ve kayıktaki feneri de almayı ihmal etmedi. Etraf oldukça karanlıktı. Yanında biri olmasa gece tek başına bulunmak isteyeceği bir yer değildi.

"Buraya sık sık gelip kitap okuyorum, bazen de resim çiziyorum burası bana ilham veriyor."

Lisa yerdeki yapraklara bastıkça çıkan sese kulak vererek Jennie'nin elini bırakmadan yürümeye devam ediyordu.
"Gerçekten güzelmiş."

Jennie evin tam bitişiğinde duran yine sarmaşıklarla kaplanmış bir bankı işaret etti.
"Hadi oturalım!"

Lisa başını salladı ve Jennie'yle beraber banka yerleşti. Feneri tam ortalarına koymuşlardı, böylelikle ikisi de birbirini rahatça görebiliyordu.

Gölün manzarası bu noktadan daha da güzeldi. Burası Lisa'nın eviyle aynı kıyıda, biraz daha solda kalıyordu. Jennie onu buraya getirdiği için memnundu.

"Nasıl resimler çiziyorsun?"

Jennie bu soruyu duyduğuna sevinmişti. Açıklamaya can atıyor gibi bir hali vardı.

"Her şeyi! Ama genelde manzara resimleri çiziyorum. Böyle bir yerde yaşarken ilham bulmak kolay oluyor, anlarsın ya..."

Lisa gülümseyerek başını salladı.
"Ben de buraya ilham için geldim, daha doğrusu annem geldi. Yeni kitabı için bir şeyler bulabileceğini umuyor."

Jennie'nin gözleri heyecanla büyüdü.
"Annen bir yazar mı!"

"Evet."

"Bu harika! Bir şeyler yazan insanlara her zaman hayranlık duymuşumdur."

"Evet...gerçekten güzel ama sık sık taşınmayı gerektiriyor."

Jennie'nin heyecanlı ifadesi yerini sakin bir ifadeye bıraktı.
"Geldiğin yerleri özlüyor olmalısın."

"Evet.." dedi Lisa mırıldanır gibi.
"Bir yere ait olmamak kötü hissettiriyor."

"Bence tersine özgür hissetmelisin... Ben kendimi bildim bileli buradayım."

Lisa istemeden Jennie'ye hak verdi. Sürekli oradan oraya gitmek yorucuydu ama sürekli aynı yerde kalmak daha mı iyiydi?

"İstersen kalkalım, kıyıya anca ulaşırız."

Lisa Jennie'yle vedalaşmak istemiyordu. Burada, bu ıssız yerde onunla sessizce oturmak bile kötü bir fikir değildi. Ama ailesi çıldırmadan evde dönmezse bu gezilere devam edemeyebilirdi. Jennie'yi onaylayarak yerinden doğruldu.

Kayığa doğru sessizce yürüdüler ve Jennie tekrar binmesi için ona yardımcı oldu. Kıyıya dönene kadar bir süre daha vakit geçirecekleri için Lisa mutluydu.

Jennie Lisa'nın yerleştiğinden emin olduktan sonra kendisi de küreklerin başına geçti. Tam kürek çekmeye başlayacakken duraksadı, bir şey görmüştü.
"Tanrım şuna bak!"

Lisa Jennie'nin parmağıyla işaret ettiği yere baktı ama bir şey göremedi.

"Bir lotus çiçeği!"

Jennie heyecanla yerinden doğruldu ve kayığın sağ tarafından sarktı. Elini uzatarak suda yüzen çiçeği aldı.
"Çok güzel değil mi?"

Bu mavi bir lotustu, Lisa böylesini ilk defa görmüştü. Gerçi daha önce bu çiçeği de hiç görmediğini hatırladı, internetteki resimler haricinde karşısına hiç çıkmamıştı. Jennie incelemesi için çiçeği Lisa'ya verdi.

"Çok güzel..." diye onayladı Lisa.
O an sadece çiçekten bahsettiğinden emin değildi.

Jennie tekrar küreklere asıldığında, çatılmış kaşlarını ve arada bir nefes nefese kalışını ezberlemek istermiş gibi izledi. Jennie gerçekten de en az elinde tuttuğu çiçek kadar güzeldi.

Zaman Lisa'nın aleyhine işliyordu ya da Jennie'yi izlemeye kendini fazla kaptırmıştı. Ne zaman kıyıya ulaştıklarını anlamadı bile.
"Son durak!" diye seslendi Jennie anons yapan bir gemi kaptanı gibi.

Lisa eve dönmeyi hiç istemese de Jennie'ye teşekkür edip onunla vedalaşma zamanı gelmişti.
"Teşekkürler Jennie, harika bir geceydi."

Jennie gözlerini kısarak gülümsedi.
"Her zaman!"

Lisa tam kayıktan inerken aklına bir fikir gelmişti.
"Neden biraz bize uğramıyorsun, hem annemle tanışırsın hem de sıcak bir şeyler içeriz?"

Jennie emin olmayan bir ifadeyle başını iki yana salladı.
"Üzgünüm Lisa. Beni...merak ederler. Evdekiler yani."

"Ah, haklısın geç oldu..."

Lisa adımını kayıktan dışarı atacakken Jennie seslendi.
"Kitabını ve çiçeğini unutma!"

Kitabı ve üzerindeki mavi lotusu gülümseyerek Lisa'ya uzattı.

"Çiçek de mi bende kalacak?"

Jennie kürekleri çekmeye başlarken tatlı bir tebessümle başını salladı.

Lisa gülümseyerek kitapla çiçeği göğsüne bastırdı ve Jennie kıyıdan uzaklaşırken ona el salladı.

The Locket | jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin