ALINTI

12.6K 623 93
                                    

"Bu nasıl bir derttir dermanı yoktur
Bedenimde değil ruhumda sızı
Görünmez bir yara acısı çoktur
Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı"

Elindeki bardaktan bir yudum çay içtim. Yüzümde gülümsemeyle karanlık gece de yüzünün her detayını aklıma kazıyordum.

Bir insanın her hali güzel olur mu?

Dağınık saçı, düşünceli yüzü, aralık dudakları, hafif büyük burnu, soğuktan kızaran yanakları, üzerindeki kamuflajıyla oturuşu...

Bakışları beni bulurken gözlerimin içine bakıyordu derin derin.

"Kurşunsuz, hançersiz, kansız bir yara
Hiçbir tabip buna bulamaz çara"

Başımı eğdim hafifçe, gülümserken kısılan gözlerim ondan kopamazken bende elimdeki bardaktan bir yudum sıcak çayı içtim. Bakışları elindeki çayı bulurken tekrar araladı dudaklarını.

"Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı"

Nakaratı bir defa daha okudu, bardağa bakarken.

"Doktoru, lokmanı yok, ilacı yok
Görünmez göz ile hiçbir izi yok
Saplandı sineme görünmez bir ok
Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı"

Bakışlarımın farkındaydı. Dudağının tek tarafı yukarı kalkarken bana bir kısa bir bakış attı.

Kalbim dayanmıyor Ya Rab!

"Didelerim nemli, kan ağlar gözüm
Ruhum yara aldı sızlıyor özüm
Bu halimden vakıf tek cüra sazım
Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı

"Yeter Nesimi bu feryadın yeter
Biliyom, yanıyon Kerem'den beter
Her ah eyledikçe dumanım tüter
Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı"

Bitirdiği türküyle ayağa kalktı. İlerideki kayaya ilerleyip oraya çöktü.

Oturduğum yerde time baktığımda herkes kendi halindeydi. Bir tek Erdem abiyle göz göze gelince ne yapacağımı anlamış gibi gülümsedi.

Ona bende gülümseyerek ayağa kalktım. Ali Kağan yüzbaşının yanına gittim. Elimdeki çayı kenara koyarak kayanın üzerine oturdum bende.

"Ağzına sağlık. Sesin çok güzelmiş Yüzbaşım." dedim gülümseyerek.

Aramızda olan iki karış mesafeyi kapatarak yanıma yanaştı.

"Sen daha güzelsin üsteğmenim." dedi gülümseyerek.

"Müsade var mı? Eşlik edeyim mi sana Yüzbaşım?" dediğimde elini belime koyup göğsüne çekti beni.

Burnu saçlarımdan derin bir nefes çekmişti.

"Ömrümün sonuna kadar eşlik et bana üsteğmenim." dediğinde başımı kaldırarak baktım ona.

"Müsade var mı Yüzbaşım? Ömrünün sonuna kadar eşlik edeyim sana?" dediğimde nefeslenerek güldü.

"Sana bende her zaman herşeye müsaade var üsteğmenim." dedi saçlarımı öperken.

Kollarımı beline dolarken kolunu omzuma atarak daha çok çekti beni kendine. İkimizde elimizde çaylarımızla askeriyenin önünde güneşin doğuşunu izledik. Birbirimizin sinesinde huzurla başladık yeni güne.

Başım göğsünde, kokusu burnumda öylece durduk.

Güneş daha önce bu kadar güzel doğmamıştı hiç.

Yada hiçbir gün bana böyle bir mutluluk vermemişti.

Onunla olan günlerim güzelleşiyordu.

Dağda kayaların arasında açan çiçekler güzelleştirir ya dağı, Yüzbaşı da benim hayatımı güzelleştiriyordu.

Evettt ben geldimmm.
Size ileriki bölümlerden bir alıntı bırakıyorum.

Birde herkes sormuş ne zaman atmaya başlayacaksın diye. Bir haftaya kalmaz yayınlamaya başlayacam bölümleri.

Bölümler bu kadar kısa olmayacak. Şuan 400 kelime var. Bölümler en az 2000 kelime.

Karakterleri belirtmek istemiyorum. Herkes kafasında hangi karakteri canlandırıyorsa o olsun.

Ve şunu da söylemek istiyorum. Tiktok hesabımda Kıdemli üsteğmen rütbesi yok mesajı aldım. Benim abim rütbeli asker. Kendisine sordum. Var dedi. Üsteğmenlerin görev süresi 6 sene. Üç seneyi tamamladıklarında kıdem alıyorlar ve kıdemli üsteğmen oluyorlar. Yani yanlış birşey yok.

Ki hatalarımda olabilir. Ben eğitim almış bir yazar değilim. Ya da herşeyi bilecek kadar iyi bir yazar değilim. Sadece hayalleri olan yazmak isteyen biriyim.

Asker değilim. Abim asker. Ondan aldığım bilgilere dayanarak yazıyorum. Askerlik yapmadım hatam olabilir. Ki herşeyi gerçekliğiyle yazarsam kurguyu tamamlayamam. Adı üstünde bu bir kurgu. Bir yerlerde karakterleri bir araya getirmem lazım.

Kitap kurgudan ibaret. Gerçeklik barındırmıyor.

Bir de benim net bir bölüm günüm yok. Lise son sınıf öğrencisiyim. Çalışmam gereken dersler var. Ama mesela bir hafta iki bölüm atarım, diğer hafta bir bölüm atarım. Bir bakarsınız aynı hafta dört bölüm atarım. Bu tamamen sizin oy oranınıza ve yorumlarınıza bağlı.

Ne kadar destek olursanız benim o kadar yazma isteğim olur ve bölüm atarım.

Birde yorum yapmanızı gerçekten istiyorum. Sizin fikirlerinize, okumak istediğiniz sahnelere önem veren biriyim. Mesela diğer kitabımda aslında Burak şehir olacaktı. Ama çoğu kişi istemediği için değiştirdim. Emre'yle ilgili bölüm istediniz, yazdım.

Yani istediğiniz bir sahne olursa yazmanızı istiyorum.

Ve sizleri çok seviyorum.

Bu macerada kaç kişiyiz? Görelim bakalım.

Ve şunu da söylemek istiyorum bu kitabı yazmam da bana yardımcı olan Dilara Çakmak'a çok teşekkür ediyorum. İyiki varsın aşkım.

Allah'a emanet olun.

Tarih:19.05.2023

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin