Ben geldim.
Nasılsınız?
Ben çok üzgünüm. 24. Bölüm 500 olan yorum 25. Bölümde 200 de kaldı. Sınır geçilmediği halde atıyorum ama destek olursanız çok sevinirim.
Tarih:04.11.2023
Saat:15.55🇹🇷
"Benimle Adana'ya gelir misin? Gelmek istemezsen anlarım. Adana'da bana senelerimizi kaybettiren iki insana sormam gereken bir hesap var. Alin'i de yanımda götüreceğim ama yüzleşmeye hazır değilim. Yanımda olur musun üsteğmenim?"
Ali Kağan'ın sorduğu soruyla şaşırmıştım. Kesinlikle böyle birşey beklemiyordum.
"Gelmek zorunda değilsin. Neyse seni zaten yeterince zora soktum. Sormadım varsay." dedi eli ensesini sıkarken gözlerini benden kaçırmıştı.
Eli ne zaman çekinse, utanıyor olsa, yada yapmaması gereken birşey olsa ensesine gidiyordu. Ve bunu farketmeden yapıyordu.
"Gelirim." dedim düşünmeden.
"Sorun değil sormamam lazımdı zaten. Burada kalman bile benim için çok büyü-"
"Gelirim Ali Kağan. Sizinle Adana'ya gelirim." dediğimde dudakları şaşkınlıkla aralık kalmıştı. Söylediğimi algılamaya çalışıyordu sanırım.
"Adana'ya? Bizimle gelecek misin?" dediğinde tebessüm ederek yüzüne baktım.
"Gelmem mi dememi bekliyorsun?" Dediğimde şaşkınlıktan açık ağzını kapatarak dudaklarını yaladı.
"Yok, hayır yani ben şaşırdım."
Şapşal haline gülmek istesemde gülmüyordum.
"Ne zaman gideriz?" Dediğimde yüzüne her zamanki gülümsemesini bana bahşetti.
"En kısa zamanda." Dediğinde bende gülümsedim.
"Git artık." Dedim ayağa kalkarken.
"Senden mi? Asla." Dedi. Bakışları yumuşak, yüzünde hafif bir buse varken.
"Odana çık Ali Kağan."
"Gelmeyecek misin?"
"Alin'le kalın komutanım. Ben artık gideyim. Görevim bitti." Dediğimde resmiyete geçtiğim için gülümsemesi silinse de bakışları hala yumuşacıktı.
"Sen hayatıma gelmiş bir meleksin üsteğmenim. Eksik olduğum, yaralı olduğum her yerime şifasın." Dedikleri kalbime işlerken ritmini de değiştiriyordu.
Sende benim şifamsın yüzbaşı. Konuşmadan, sadece susarak bile beni anlayabilensin.
Ali Kağan'a birşey demeden elime aldığım çöplerle kalktım banktan.
Arkamdan beni izlediğini bile bile ayrıldım yanından.
Yazar anlatımından devam:
Genç kadın elindeki telefona bakarak derin bir nefes aldı. Alin ve Ali Kağan komutanın barışması üzerinden günler geçmişti.
Hatta Bade ve Ali Kağan'ın bile arasında buzlar yavaş yavaş erimeye başlamıştı.
İmam ve Oğuz'da timle biraz daha iyiydi. Ama Eda ve Alper?
Eda eğlenceli kişiliğinin arkasına saklansa da artık yorulmuştu.
Her saniye bildirim gelmediğini bile bile telefon ekranına bakmaktan, gelen bildirim sesinde hevesle telefonun başına gitmekten ve hayal kırıklığına uğramaktan yorulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
RomanceGözlerimi kapatmamak için güç sarfetmiyordum. Hayata tutunmak için bir çaba göstermiyordum. Sağımda bekleyen bedenin yere yığılması ve silah seslerinin çoğalmasıyla gülümsedim. Biz Türk'tük. Yeri gelince Koca Seyit olur 215 kilo mermi taşırız, yer...