Evettt ben geldim.
Nasılsınız?
Öncelikle buraya ne yazmam gerektiğini gerçekten bilemiyorum. Haberleri illaki görmüş, duymuşsunuzdur. Böyle bir vahşeti nasıl tarif edebilirim gerçekten bilmiyorum. Burada binlerce kelime yazan biriyim ama anlatmaya kelime bulamıyorum.
Bu bir savaş değil.
Çocuklar savaşamaz! Çocuklar zarar göremez! Masumlar zarar görmemeli!
Çocuk ya bu çocuk! Bunu yapanların evladı yok mu? İçi nasıl rahat? Nasıl bir vicdan var bunlarda? Anlayamıyorum.
Gazze, Kudüs farketmez ya. Müslüman, Hristiyan da farketmez. Ya çocuk bu çocuk! Hastane ya! Nasıl bir şerefsizlik bu? Nasıl bir haysiyetsizlik? Anlayamıyorum gerçekten.
Ne desem az gelir biliyorum. Bizim buradan yapacağımız birşeyin olmadığının da farkındayım. Biz söyledik diye o Şeref yoksunları değişmeyecek.
Dua edelim. Elimizden geleni esirgemeyelim lütfen.
Tarih:18.11.2023
Saat: 19.00"Binbaşı Bade'ye aşık komutanım. Görev icabı falan da değil. Adam gibi sahip çıkıyor sevgisine."
"Siktir!" Ali Kağan ağzından çıkan küfüre engel olamazken dişlerini kırılacak kadar sıkıyordu.
Bu lavuğa neden kanı ısınmadığı belliydi.
Sarılıp ayrılan ikiliye bakarken içinden bir yandan istiğfar çekerken bir yandan da küfür etmemek için kendini sıkıyordu.
Böyle iş mi olurdu?
"Göte giren şemsiye açılmaz kardeşim." Diyerek elini Ali Kağan'ın omzuna koydu Alper.
Şüphesiz arkadaşının bu halinden keyif alıyordu.
Ali Kağan hızla omzundan tutan Alper'e döndü.
"Vur lan bana."
Alper Ali Kağan'a şaşkınlıkla baktı. Ne diyor bu deli dercesine.
"Ne?"
"Vur lan vur. Neyini anlamadın?" Dedi Ali Kağan tekrardan.
"Neden vurayım abi deli misin?" Alper'in vurmayacağını anlayınca Yiğit'e döndü.
Ama araya Oğuz girdi. "Ben seve seve vururum." Dedi Oğuz sırıtarak.
Ali Kağan başıyla onaylayınca Oğuz sağ yumruğunu Ali Kağan'ın yüzüne sertçe acımadan geçirdi.
Komutanı olduğundan rütbe elini kolunu bağlamıştı tüm bu olanlar olurken. Ama şuan ayağına kadar gelen fırsatı geri çeviremezdi Oğuz.
Öyleki hıncını almak için düşmana vurur gibi vurmuştu.
"Of balyoz gibi indirdi valla yumruğu." Dedi imam sırıtarak yanındaki Eda'ya.
Ali Kağan normalde tepki vermeyeceği darbeye yüksek sesle ve acıyla inledi. "Ah!"
Bade binbaşıdan hızla Ali Kağan'a döndü.
Sarılmayı böldüğü için Ali Kağan sırıtmak istiyordu ama tutuyordu kendini.
Yüzü acıyla buruşmuş adamı görünce binbaşıyla oraya gittiler.
"Ne oldu?"
"Yaram acıdı bir an." Dedi Ali Kağan gözlerini kaçırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
RomanceGözlerimi kapatmamak için güç sarfetmiyordum. Hayata tutunmak için bir çaba göstermiyordum. Sağımda bekleyen bedenin yere yığılması ve silah seslerinin çoğalmasıyla gülümsedim. Biz Türk'tük. Yeri gelince Koca Seyit olur 215 kilo mermi taşırız, yer...