Ben geldimmmm.
Özlediniz mi beni? Üç günde bir geliyorsun ne özlemesi diyorsanız demeyin dhekdol.
Tarih;07.06.2023
Saat;01.15
Nasılsınız?
Nasıl gidiyor hayat?
Var mı bir derdiniz? Bu gece fazla efkarlıyım.
Neyse bölümle aranıza girmeyeyim.
İyi okumalar.
Yorumlarda görüşmek dileğiyle.
🕊️
Haksızlığa uğradığınız da susabilir misiniz? Yada haklı olduğunuz halde sustunuz mu hiç? Susmak zorunda kaldınız mı?
Ben susamazdım. Tahammülüm yoktu.
Öyle ki Hakkari'ye geldiğimden beri sinirim tepemdeydi.
Son olan olayları atlatacağız dedikçe herşeyi bizim üzerimize oynuyorlardı.
Geldiğim gün öğrenmiştim Sancak timinin göreve gittiğini. Benden beş saat falan önce çıkmışlardı göreve.
Bunda bir sıkıntı yoktu. Askerdi onlarda. Elbet göreve çıkacaklardı. Sıkıntı destek ekibe ihtiyaç vardı. Burada bulunan iki timden biri Sancak timi diğeri Kılıç timiydi. Kılıç timi köylere yardıma gitmişti. Köylülerin sağlık kontrolü için gelen doktorları olası bir saldırıdan korumak için oradalardı.
Sancak ekibiyse iki gazisi olduğu için yarımdı. Bizi desteğe gönderebilirlerdi. Ama Mustafa komutanın yasağı yüzünden göreve çıkamıyorduk.
İki hafta. Tam iki haftadır buradaydık. İlk üç gün tuttuğumuz bir apartta kalmıştık. Sonrasında ise iki ev bulmuştuk. Eda ve ben bir evde, Oğuz ve imamda bir evde kalıyorlardı.
Hem karargaha yakındı. Hemde Ali Kağan yüzbaşının evine yakındı.
Yani sadece Ali Kağan yüzbaşının değil diğerlerininde evine yakın. O manada dedim yani.
"Sikeyim!"
Bağıran Oğuz'a baktım. Elindeki beylik tabancasını temizliyordu. Ama gergindi.
Hepimiz gergindik.
Haftalardır emekli memurlar gibi oturuyorduk. Eyt bize de vurmuştu.
"Gece timi!" diyerek içeri dalan Cihangir Albayla hepimiz hızla ayağa kalktık. Albayın sertçe açtığı kapı arkaya çarptı.
"Toparlanın, harekat odasına hemen." dedi sırıtarak albay.
Bu adamı anlamak gerçekten çok zor!
Siz hiç kendi postası varken timin ayağına gelen albay gördünüz mü?
Ben gördüm. Karşımda duruyor.
"Gidiyor muyuz komutanım? Kavuşuyor muyuz dağlarımıza?" dedi hevesle imam.
"Gidiyorsunuz imam." dedi Cihangir albay.
"Deli mi lazımmış komutanım? Nasıl oldu da bizi onayladılar göreve?" dedi gergin ama yüzündeki piç sırıtışıyla.
"Ne delisi lan? Deli arasam deli hastanesine giderim. Neden buraya geleyim?" doğru. Adam neden gazinoya gelsin?
"Sağolun komutanım." dedi sırıtarak Oğuz'da.
Eda'yla hallerine gülerken ayaklandık. Cihangir albayda bizle beraber kapıdan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Roman d'amourGözlerimi kapatmamak için güç sarfetmiyordum. Hayata tutunmak için bir çaba göstermiyordum. Sağımda bekleyen bedenin yere yığılması ve silah seslerinin çoğalmasıyla gülümsedim. Biz Türk'tük. Yeri gelince Koca Seyit olur 215 kilo mermi taşırız, yer...