Bölüm⁴

20.7K 799 228
                                    

Yıldızı parlatıp, yorum yapmayı unutmayıın!

Keyifli Okumalar diliyorum...

~
Bölüm Şarkımız;
HiraiZerdüş - Uğra Bana
~

🌷

Boynumdaki steteskopu alıp masanın üstüne indirdiğimde yorgunca çöktüm, acilin sandalyelelerinden birine.

Bugün acil nöbetçisiydim ve artık ayaklarım yeter diye dile gelecekti. Önlüğümün cebindeki telefonumu alıp, ekranını açtım.

Ne bir arama ne de bir mesaj vardı. İyisin, hissediyorum. Kötü bir şey olsa bilirdim ki ben.

Üç gecedir gitmişti bugün dördüncü geceye girmek üzereydik, ondan aldığım en son mesaj ise Şırnak'a vardığına dair olan ses kaydıydı. Müsait olsaydı yazardı zaten. Boşluk bulamamıştır büyük ihtimalle.

Hemşirenin getirdiği karton bardaktaki kahveyi alarak teşekkür ettim. Gül'de yanımıza geldiğinde ikinci kahveyide ona verdi. Bugün birlikte nöbetçiydik. Gül, kadın doğum doktoru olduğu için nöbet alanı farklıydı.

"Yüzün niye asık senin?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Asık değil, yoruldum sana öyle gelmiştir."

"Seni mi bilmiyorum ben? N'oldu söyle hadi."

Pes ederek arkama yaslandım. "Yusuf'ta kaldı aklım ondan."

"Hâlâ bir haber yok mu?"

"Cık, ne aradı ne de yazdı Gül. Endişeleniyorum."

"Hmm," dedi o ima ile gülümseyerek. "Çok mu merak ediyorsun?"

"Evet. Üç gündür gece uyuyamıyorum bile, sürekli tetkikteyim ya kulağım telefonda ya da her saat başı son dakika haberlerinde."

Kahvesinden bir yudum alıp keyifle konuştu. "Aşkım yarın akşam müsait misiniz?"

Söylediği ile kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Geçmiş olsuna geleceğim de..."

"O niye?"

"Sen abayı yakmışsın, küle dönmek üzeresin haberin yok çünkü!"

"Üff Gül," dedim gözlerimi devirerek.

"Ciddi söylüyorum ya! Hemen boşa savurma..."

Bakışlarımı boş acile çevirdiğimde, dirseğimi yanımdaki masaya koyup başımıda elime yasladım. "Sen arasana bir,"

"Elim sürekli gidiyor telefona ama müsait falan değilse pat diye arayamam yani..."

"Orasıda doğru... yazdın mı peki hiç?"

"Yarım saat önce yazdım, müsait olunca lütfen ara diye..."

"Aşkım? Bebeğim? Böceğim? falan yok mu?"

Yüzümü buruşturdum. "Böceğim ne ya Allah aşkına?!"

Görücü UsulüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin