Uyarı; Bölümde yetişkin içerik (+18) mevcuttur.
Önünde beklediğim yuvamızın kapısı açıldığında Yusuf ile göz göze geldik. Ayakkabılarımı indirip içeri geçtiğimde elimdeki paketleri kapının kenarına bıraktım. "Hoşgeldin." Dedi Yusuf.
"Hoşbuldum..."
Deri ceketimi çıkartarak dresuara bıraktığımda Yusuf'a döndüm. Bakışlarına karşılık, "Çok mu geç geldim?" Dedim.
"Saat gece on iki Miray."
"Olabilir, hem Akınları gördüm binanın girişinde tam zamanında gelmişim işte?"
"Ya ya harika zamanlama..."
Salona ilerlediğinde ben de arkasından gittim. Etraf dağınık değil aksine bıraktığımdan daha derli topluydu. "Bitti mi maç?"
"Bitti," dedi kendini koltuğa bırakarak. Bende ilerleyip az uzağına oturdum. "Kazandınız mı bari?"
"Cık yenildik."
Galatasaray - Beşiktaş maçı vardı ve sanırım Beşiktaş kazanmıştı.
"Sabah işe gidecek misin?"
"Öğlene doğru giderim."
"Sabah erken hastalarım var ben erkenden çıkarım."
"Annem aradı zaten kahvaltıya gelin diyor, oraya gidelim sonra hastaneye bırakırım ben seni."
"Olur... Üstümü değiştireyim geliyorum."
Telefonunu eline aldığında paketlerimle beraber yatak odasına geçtim. Üstümdekilerden kurtulup yerine sadece salaş olan tişörtlerimden birini giyip çıktım odadan. Salona tekrardan geçtiğimde Yusuf'un yanına oturunca bana döndü. Bacaklarıma kaydı bakışları sonra yüzüme...
Telefonunun ekranını kapatarak bana döndü. Dirseğini koltuğun arkasına yaslayınca yüzlerimiz daha da yaklaştı. Hiç düşünmeden araladım dudaklarımı...
"İkimizin aklından da kalbinden de aynı şey geçiyor." Elimi kirli sakallarının üstüne koydum. Yüzünde bir gülümseme peydah oldu. "Ne geçiyormuş senin aklından?"
"Önce sen,"
"Pekala... Seni kucağımda yatağımıza götürmek istiyorum."
"Öperken?" Dedim bende. Başını olumlu anlamda salladı. "Öperken."
Dudaklarımız o an buluştuğunda elim ensesindeki saçlarına kaydı. O da iki elini belime sardığında ayağa kalktı ve beraberinde beni de kaldıracaktı ki araya kapının sesi girdi. Başımı geri çektiğimde o ayakta ben hâlâ koltukta oturur haldeydim. "Yusuf?" Dedim korkuyla.
O geceyi anımsamıştım.
"Şşş..." dedi işaret parmağını dudaklarına bastırarak. "Çalar çalar giderler, açma lütfen."
"Koltuğun arkasına saklan."
"Hayır... Bırak çalıp çalıp gitsinler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü
Literatura Kobieca"Ben seni bu evden emin ellere telli duvaklı gelin edeceğim, ne gözüm arkada kalacak ne de tereddüt edeceğim..." Annemle göz göze geldiğimizde gözlerinin dolduğunu gördüm. Elimi ona doğru uzattığımda sıkıca tuttu. "Sen her zaman bu evin tek kızı o...