"Yaklaşmayın! Basarım düğmeye!"
Kadın gözleri bilhassa Yusuf'taydı. "Bas!" Dedi Yusuf inadına giderek. "Hadi bas, senin parçalarınla beraber çıksın cenazemiz burdan. Nerde o sahiplerin?! Burdalar mı? İzliyorlar mı seni?"
Onlara doğru bir adım attım. "Benim sahibim falan yok! Yalnızım."
"Ne istiyorsun?" Dedi Oğuz. "Hepinizin ölmesini, hepinizin! Nefret ediyorum sizden!"
"Yani geneldede pek sevdikleri söylenmez zaten bacım, sen niye ekstra efor sarfediyorsun." Diyen başka bir askere Yusuf ters ters baktığı an yüzündeki gülümseme soldu. "Özür dilerim komutanım."
"Ben basmasamda geri sayım patlacak!"
Son 59 saniye...
Yusuf bakışlarını arkaya çevirdiği an göz göze geldik. "Şimdi!"
Bağırdığı an o kadar gürültülü bir ses koptu ki bir kaç adım gerilemek zorunda kaldım. Nerden geldiğini bilmediğim bir kurşun canlı bombanın kafasını delip geçerken kadın anında yere yığılmıştı. Etrafa saçılan kanlar ilk kez midemi bulandırırken Oğuz konuştu.
"Son 50 saniye! Nasıl imha edeceğiz?!"
"Ben bakayım!" Dedi o yersiz ama komik espri yapan asker. Başına çöktüğünde eğilip baktı bombaya. Kamufulajının iç cebinden bir bıçak aldığında açıp kablolar arasında parmaklarını gezdirdi. Bir kabloyu tuttuğunda etrafındaki askerlere baktı. "Devrem uzaklaşın!"
"Saçmalama oğlum!" Dedi başka bir asker.
"Kes şunu öleceksekde beraber öleceğiz!"
Yusuf bana doğru geldiğinde elimi tuttu. "Otoparka in, şiddeti oraya kadar gelmez."
"Hayır,"
"Miray hadi!"
Elini daha sıkı tuttum. "Bırakmam seni, sende onları bırakamazsın biliyorum. Bekleyeceğiz hep beraber."
"Miray! Otoparka in dedim!"
"Hayır dedim!"
"Kesiyorum!" Arkadan bir ses yükseldiğinde Yusuf arkasına döndü. Hepsi o kadar rahattı ki her gün bir bombayla mücadele ediyor gubilerdi. Tek düşündükleri ölecekselerde beraber ölmek, kalacaksalarda beraber kalmaktı.
"Kestim!"
Bıçağı hareket ettirip geriye doğru bir kaç adım attığında bombaya üstten baktı. "Durmuş!"
"Heyt be aslan kardeşim benim,"
Oğuz askere sıkıca sarıldığında Yusuf bana döndü. Hastanenin içindekiler dışarı dökülmüş herkes olan biteni korkuyla izliyordu. Güvenlik görevlileri onları uzaklaştırarak bir şerit çektiğinde kadının üstüne beyaz bir örtü serilmişti.
"Akın'a bakmam lazım." Dedim hastaneye doğru koşarak. Tüm doktorlar meraklarından dışarı dökülmüşken hastanede yatılı kalan hastalardan başka kimse yoktu.
Yoğum bakımın önüne gelip kartımı okutarak iki yana açılan kapısından girdim ama mavi önlüklü bir hademeyi elinde enjekte ile görmeyi beklemiyordum. "N'apıyorsun sen?!" Bağırdığım an bana döndü. Göz göze geldiğimizde hızla beline gitti eli ve silahı bana doğrulttu.
"Kes sesini!"
"Bırak o elindekini!"
"Karıma naptınız?! Öldürdünüz mü?!"
"Karın?"
"Bomba vardı üstünde o bizim için savaşamadan siz katlettiniz onu!"
"Senin karın ölmeyi kendisi istedi! Şimdi bırak o elindekini! Bir ton asker var burda, yığılacaklar buraya sonunun karın gibi olmasını mı istiyorsun?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü
ChickLit"Ben seni bu evden emin ellere telli duvaklı gelin edeceğim, ne gözüm arkada kalacak ne de tereddüt edeceğim..." Annemle göz göze geldiğimizde gözlerinin dolduğunu gördüm. Elimi ona doğru uzattığımda sıkıca tuttu. "Sen her zaman bu evin tek kızı o...