Bölüm²⁰

13K 396 35
                                    

YUSUF KANDEMİR

Her insan size masal okuyabilirdi ama önemli olan onu uyutmak değil yaşatmaktır. Kendi masalıma kavuşacaktım, sadece bir kaç saat sonra.

Demir kapı ardına kadar açıldığında elimdeki bandajları düzelterek girdim içeriye. Kapı ardımdan tekrardan kapandı ve Bawer bakışlarını kaldırarak baktı bana.

Yüzündeki kanlar kurumaya yüz tutmuş, gözlerine yerleştirdiği nefretle izliyordu beni. "Nasıl beğendin mi misafirperverliğimizi?"

"Çok..." dedi pişkin pişkin gülerek.

Recep... güzel kardeşim.
Daha kızını göremeden aldılar senin canını.
Bizde şimdi onların tepesindeyiz, her kurşunun hesabını teker teker soracağız. Akıttıkları kanlarda boğacağız onları.

Yakasından tuttuğum gibi kaldırdığımda sağ yumruğumu burnunun üstüne indirdim.

"Senin hakkında ne öğrendim biliyor musun asker?"

Havaya kaldırdığım elim durdu yerinde. "Babanda şehit düşmüş... Atalarım babanın canına da kıymış."

Bu seferki darbemle yere yığıldı. Dudaklarının arasındaki kanı tükürdü. "Neydi ismi? Ha Mehmet Komutanım..."

Karnına indirdim tekmeyi. "Dur dur asker, asıl süprize geliyorum."

Dizimi kafasının üstüne indirerek sıkıştırdım. Sussun diye, beni zaafımdam, babamdan, vurmasın diye.

"Babanın mezarındaki baban değil!"

Kaşlarım çatıldı. "Ne diyorsun lan sen?!"

"O gece hastaneden kaçırdılar babanı, doktorla iş birliği yaptılar öldü gösterdiler. Başka birinin cenazesini verdiler size!"

Kafasının üstündeki dizim kalktı, yakalarına asıldım. "Açık konuş lan oruspu çocuğu!"

Dudağının kenarından akan kana inat güldü. "Babanı kaçırdılar, yıllarca işkence ettiler yaralı haliyle. İyleştirdiler tekrardan vurdular, iyleştirdiler döve döve bayılttılar. İşkence ile öldü baban. Siz mezarda zannederken bizim elimizdeydi..."

Yakalarındaki elim gevşedi. Bedeni yere yığıldığında doğruldum.
Başımın döndüğünü hissettim, ellerim tir titredi.

İki yaşındaydım babam şehit düştüğünde, her şeyden bi haber annem mezarında ağlarken babam yaşıyormuymuş?

Hırsla üstüne atıldım. "Yalan söylüyorsun lan!"

Yumruklarımı yüzüne indirmeye başladım. "Benim babam o gece şehit düştü!"

"Düşmedi asker, baban işkenceyle öldü."

Tek elimi boğazına yerleştirdim, nefessiz bıraktım. "Sus!" Dedim nefretle. "Sus lan sus! Oruspu çocukları bitin artık!"

"K-Kimsesizler mez-mezarına gömdüler."

Kimsesizler Mezarı...

Benim babam kimsesiz değildi. Koskocaman bir ailesi vardı onun. Morgdan aldılar onu, omuzlarının üstünde taşıdılar. Benim babam al bayrağa sarılıydı, kimsesiz değildi!

Görücü UsulüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin