"Ben seni bu evden emin ellere telli duvaklı gelin edeceğim, ne gözüm arkada kalacak ne de tereddüt edeceğim..."
Annemle göz göze geldiğimizde gözlerinin dolduğunu gördüm. Elimi ona doğru uzattığımda sıkıca tuttu.
"Sen her zaman bu evin tek kızı o...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~ Keyifli Okumalar ~
Yusuf elindeki kartı okutarak odanın kapısını açtığında geriye çekilerek ilk bana müsaade etti. Önünden geçtiğimde valede valizlerimizi bırakıp gitti. Yusuf kapıyı kapattığında ona doğru döndüm. "Bir an önce uyuyalım mı?"
Belimden tutarak beni kendine doğru çekti. "Daha da eğleneceğimiz şeyler yapabiliriz?"
Boynuma doğru sokulduğunda gözlerimi kapatıp huzurla gülümsedim. "Çok yorgunum ama ben?"
"Alırım yorgunluğunu..."
"Nasıl alacakmışsın?"
Boynumu öperek geri çıktı. "Sen bir duş al gerisini bana bırak,"
Göz kırptığında başımı olumlu anlamda salladım. Yorgun olsamda gerçekten tatilimizi uyuyarak geçirmek istemiyorum. Dudaklarımı kısaca öptüğünde valizimi açıp vücut ve saç havlumu alarak banyoya geçtim. Saç bakım kremlerimide alarak soğuk bir duşa girdim. Kendime gelmem için soğuk su bile yeterli olabilirdi... Bir ara kapının açılıp kapanma sesini duysamda saç peelinglerimi yaparak yıkadığımda vücuduma kısa havluyu sarıp saçlarımada havlu sararak banyodan çıktım.
Yusuf boydan boya olan perdeyi aralamıştı. Camdan dışarıya bakıldığında Trabzon'nun yeşilliklerle donatılan harika manzarasını gördüm. Yusuf telefonu ile ilgilenirken iki koltuğun ortasına geniş bir sehpa almıştı. Sehpanın üstünde meyve tabağı çeşit çeşit çikolatalar dururken yandaki buz dolu kaptada bir şişe kırmızı şarap birde ufak bir şişe viski vardı.
Yusuf'un elindeki kristal bardakta ise viski doluydu. "Aşkım?" Dedim arkasından kollarımı boynuna sararak. Telefonun ekranını kapatarak bana baktı. "Geldin mi kendine?"
"Hıhım.."
Boynunu öptüm. Ortamın şevheti gerçekten de insanı kendine getiriyordu. "Üstümü değiştirip geliyorum."
