Bölüm³⁴

7.8K 498 28
                                    

『 Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak!
Şaheserler Süngülerle yazılır ancak!  』

Minik bir şeyler; Hani şu yazdığım her tıbbi terimin altına, hastaneyle ilgili ne yazsam onun altına yorum yapan arkadaşlar kitabımı gerçekten bir doktor okuyorda ben mi bi haberim? Üstüne üstlük fütursuzca 'düzelt şu satırları' yazanlar 6 yıl oku...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minik bir şeyler; Hani şu yazdığım her tıbbi terimin altına, hastaneyle ilgili ne yazsam onun altına yorum yapan arkadaşlar kitabımı gerçekten bir doktor okuyorda ben mi bi haberim? Üstüne üstlük fütursuzca 'düzelt şu satırları' yazanlar 6 yıl okudunuz da biz mi bilmiyoruz? Miray'ın Yusuf'un ameliyatına girmesi neden etik değil? Miray sizin aksinize doktor, hatırlatırım. Ne ben bir doktorum ne de bir profesörüm hastalıklarla ilgili, tıbbi terimlerle ilgili ne yazsam araştırıyorum emin olun. Ve hayır o satırları düzeltmeyeceğim...

Keyifli Okumalar:)

"Nereye geldik annecim?"

Ege'nin oto koltuğunun kemerini açıp kucakladığımda şaşkınlıkla etrafına bakınmaya başladı. Ağaçlık alana, ıssız yola bakındığında en son gözü askeriye kapısına değdi.

Askeriyeye gelmiştik çünkü evin anahtarını çıkarken almayı unutmuştum ve Yusuf nöbette olduğu için ondan almaya gelmiştim. Kaç defa aramıştım ama açmamıştı geldiğimizden haberi yoktu. Ege'yi yere indirdiğimde emziğini ağzına koydum. O paytak adımlarla askeriyeye ilerlediğinde kapının önünde ki asker önümüzde durdu. Daha önce bir kaç defa gelmiştim o yüzden askerler tanıyordu ama bu sefer ki hiç görmediğim bir askerdi.

"Buyrun?"

Ege sert kalıbından korkmuş olacak ki eşofmanımın yanını tuttu. "Biz Yusuf'u görmeye gelmiştik ama, eşiyim ben."

"Maalesef alamam-"

"Oğlum aç kapıyı!"

Alparslan abi ileriden bağırdığında gülümsedim. "Hemen yüzbaşım."

Asker emri alarak kapıyı açtığında ben yürüyecektim ki Ege eşofmanımın kenarını daha sıkı tutup geri adımladı. "Ani!"

"Gel oğlum,"

Askere değdi bakışları. "Hayıy hın hın bin."

"Babaya geldik annecim,"

"Hayıy!"

"Bak amca orda, Alparslan amca orda."

Alparslan abi ıslık çalarak seslendiğinde Ege ona baktı ve anında gülümsedi. "Aca?!"

"Evet amca..."

Görücü UsulüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin