Ay hepinize merhabalarr🖤
Kendimi YouTube kanalı açmış gibi hissetmeden önce bir şey söylemek istiyorum. Siz var ya muhteşemsiniz... Yorumları okurken gerçekten çok gülüyorum. Şimdi bu satıra da 'evet biliyoruz' diyerek özgüven yükseltebilirsiniz. Yorum yapan,yapmayan herkese çok teşekkürlerr.
Birileri size söylemediyse ben söylüyorum. İyi ki varsınız <3
Keyifli okumalar.
"Şafak bir şey sorabilir miyim?" Dedim elimi avucunun içinde hareket ettirip. Elimi tutmuştu ama bana çok ters geliyordu şuan. Diğer şekilde-yani benim elim,onun elinin üstünde olacak şekilde- olsaydı çok rahat olacaktı. Hareketimi fark edip yüzüme doğru eğildi ve ardından "İzin niye alıyorsun? Sor işte." Diyerek son derece öküz gibi cevap verdi.
Gerçekten kibar olmakla ilgili sorunları vardı.
"Önce elimi bırakır mısın? Tersime geldi benim,senin elini tutmam lazım." Dediğimde başını sallayıp elimi avucundan ayırdı. Çok geçmeden ben onun elini kavradığımda ters tarafının oldukça sert olduğunu fark ettim. El kremimden onun eline de sürsem iyi olacaktı ama şuan buna izin vermeyeceğine adım gibi emin olduğum için sonraya erteledim.
"Aybars'ı seviyor musun?" Nedense son zamanlarda bu aklımı çok kurcalıyordu. Sürekli aralarında ki gerilimi hissediyordum. Sanki eskisi kadar yakın değillerdi. Sebebi merak ediyordum ama aslında hakkım da değildi. Aralarına girmek istemiyordum.
"O nereden çıktı?" Diyerek durduğunda bende onunla beraber durmak zorunda kaldım. Oturduğumuz yerden kalkmış,yurda doğru gidiyorduk. Yüzüne bakmak istemesem de onun bana eğildiği hissedip yerde ki bakışlarımı yüzüne çevirdim. Tek kaşı sorgulayıcı bir şekilde havaya kalkmış dikkatle bana bakıyordu.
"Yani biraz kavga etmiş gibisiniz. Sürekli birbirinize kötü davranıyorsunuz. Aslında diğerleri bunu çok sorun etmiyorlar hatta bu hallerinize alışmış gibiler ama bilmiyorum işte ben alışamadım." Dedim gözlerinin içine bakarak. Onunla göz temasına girdiğimizde bunu bozan kişi olmak istemiyordum. Hep bakışlarını ilk o çeksin diye inatla bekliyordum ama o benden daha inat olduğunu defalarca kanıtlıyor,ben başka yere bakana kadar kahverengi gözlerimden, gözlerini çekmiyordu.
"Bizim aramız tanıştığımız günden beri böyle. Yani anormal olan bir şey yok. Hatta diğer günlere göre son zamanlar aramız daha iyi diyebilirim. Hem sanane Bars'dan? O söyletmiyor değil mi böyle saçma sapan şeyleri?"
"Yok canım niye o söyletsin?" Dedim ve onu çekiştirerek yürümeye devam ettim. Biraz daha siyah gözlerine bakarsam şuracıkta bayılabilirdim.
Ve hayır abartmıyorum.
"Neyse piç hir işe yaradı. En azından bana canım dedin." Diyerek sırıttığında gözlerimi açıp ona baktım. Hem lafın gelişi söylemiştim ben onu.
"Bir şey daha sorabilir miyim?" Bilerek izin alıyordum aslında. Yoksa hayır dese de soracağımı biliyordum. Sadece onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu.
"Ya kızım söylesene direkt ne diyeceksen." Kaşları derince çatıldığına göre gerçekten sinirlenmişti. Ufaktan kıkırdayarak tuttuğum elini abartılı bir şekilde sallamaya başladım.
"Gözlerin kime çekmiş? Yani ailende başka kimin gözleri siyah?" Dedim merakla. Ona ailesi hakkında sorular sormaya çekiniyordum ama bunu gerçekten merak etmiştim. Gözleri etrafta gezerken "Kimseye benzemiyor." Dedi.
"Yani Güneş'in gözleri maviydi. Annemin de aynı şekilde. Babam denen herifinde öyle. Diğer aile fertlerim ile görüşme fırsatım olmadı. Benim varlığımdan bile haberleri yok muhtemelen."
O böyle anlatınca benim bile kalbim kırılıyordu. O nasıl böyle duygusuzca söyleyebiliyordu? Sesine yansıyan en ufak bir hayal kırıklığı bile yoktu. Ya duygularını çok iyi saklayabiliyordu ya da alışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor)
Teen FictionSiz: Belki de tilkiler sevgiye açtır Şafak Siz: Onlara sevgi vermeyi denedin mi?