Final

320 23 132
                                    

Tamam şimdi derin bir nefes alın...

Öncelikle bir bölümün başında kurguyu çok uzatmak istemediğimi söylemiştim. Aklımda ki bütün sahneleri yazdım. Artık final yapmanın zamanı gelmişti. İki veya üç tane de özel bölüm olacak. Final olduğu için bol bol yorum bekliyorum. Oy vermeyi de unutmayın canlarım :)

Keyifli okumalar :)

Bunlar güzel günlerimiz. Daha beter olacak her şey...

Kulağıma dolan şarkı sesiyle gözlerimi açtığımda yattığım yerden esnedim. Uyuduğum en mükemmel uyku olabilirdi. Şarkı sesinin mutfaktan geldiğini algıladığımda yanıma baktım ve Şafak'ın olmadığını gördüm.

Lütfen kahvaltı hazırlıyor olsundu.

Dünya zaten yalan dolan. Kaderden kaçamaz insan.

Ayaklarımı soğuk zemine katarak ayağa kalktığımda karşımda ki boy aynasından kısaca üzerime bakıp odadan çıkarken şarkının devamını mırıldandım.

Vurulmuş kalbinin ortasından...

Şafak görebildiğim kadarıyla peynir doğruyordu. Siyah saçlarından yukarıya doğru süzülen dumanı gördüğümde sigara içtiğini anladım.Benim sesimi duyup arkasını döndüğünde güldü ve ağzında ki sigarayı eline alarak yanağımdan öptü sonra da Teoman ile beraber nakarat kısmına giriş yaptı.

Aynaya bakmam,kendimi bilmem.
Hayat acıtınca dünyayı sevmem.
Ne yazık ki tek tabanca.
Serseri doğdum,serseri ölcem.

Şarkının sesi bir tık açıktı ama komşular rahatsız olsalardı çoktan gelirlerdi diye düşündüm.

"Günaydın bebeğim." Dedim hafiften cilveli bir şekilde. Bu sabah neşem yerinde uyanmıştım ve bu neşeyi ona cilve yaparak harcayabilirdim.

"Sana günaydın yavrum. Bana çoktan aydı gün." Diyerek yüzümde ki gülüşü soldurduğunda yanaklarımı şişirerek sessizce ayaklarımı yere vurdum.

"Ne var biraz romantik olup 'Sen uyanınca benim de günüm aydı.' desen Şafak?"

"Öğlen olmuş Balım. Günaydın saati çoktan geçti ve benden romantiklik istiyorsan gün sonuna kadar yeterince romantik olacağım." Dediğinde kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. O işine devam ederken "Neden?" Diye sordum.

"Bir yere gideceğiz." Söylemeyeceğini bile bile "Nereye?" Dedim ve Şafak tabii ki beni yanıltmadı. "Orası da bende kalsın."

"Ne yapıyorsun?" Dedim kocaman sırıtarak. Bu adam böyle tatlılık yapmaya devam ederse hiç iyi şeyler olmayacaktı. Aklımda ki planların başında onu yemek vardı.

"Yani oradan bakılınca ne yapıyor gibi duruyorum?" Diyerek bir eliyle tezgahın üstünü gösterdiğinde ona bakmayı bırakıp arkasında kalan tezgaha baktım. Peynirin haricinde diğer kahvaltılık şeyleri de çıkarmıştı ama markete gitmiş gibi gözüküyordu çünkü buzdolabımda bu kadar çok şeyin olmadığına adım gibi emindim.

"Hmm demek sigara aromalı kahvaltı." Dedim ağzına götürdüğü sigarayı göstererek. Dudağının kenarı kıvrıldığında omuz silkti ve kâseye kırdığı yumurtayı çırpmaya başladı. Sigaranın dumanı tavana doğru yükselmeye başladığında daraldığımı hissedip mutfağın penceresini açtım.

"Kar geldi odaya. Yüzümü yalayarak beni uyandırdı ve hiçbir şey olmamış gibi salonda ki koltuğa çıkıp uyumaya devam etti." Mutfağı salondan ayıran masanın üstünü toplarken Şafak'ın dediklerine kendi kendime güldüm. Kar bu huyundan asla vazgeçmeyecekti.

Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin