185 15 58
                                    

MERHABALARRRRR

Kaç tane özel bölüm olacak bilmiyorum ama işin sonunda onları çok özleyeceğimi biliyorum :')

Çok uzatmama kararı aldım. Üç tane veya dört tane özel bölüm yeterli olacaktır.

Bu arada yeni kurgu yolda. Aslında giriş bölümü hazır sadece :'( Birinci bölümün ortalarındayım. Biraz bölüm biriksin öyle yayımlayacağım ama çok süper bir şey geliyor.

Bölüme geçelim şimdi.

Keyifli okumalar.

Balez

İki yıl sonra.

Uykumun en güzel yerlerindeyken çalan telefon kesinlikle Şafak'a aitti. Benim uykum onun uykusuna göre daha ağırdı yani ben uyanana kadar çoktan uyanması lazımdı. Sinirle homurdanıp göğsüne koyduğum başımı kaldırdım ve yatağın yanında ki komodine uzanarak telefonu aldım. Aybars'ın aradığını görünce kaşlarım kendiliğinden çatılmıştı. Saat gecenin ikisiydi. Telaşla hâlâ derin uykusunda ki Şafak'ı dürttüm.

"Şafak uyan. Aybars arıyor." Dedim kollarını dürtmeye devam edip. Sonunda gözlerini aralayıp telefonu elimden aldığında korkuyla ona bakıyordum.

"Ne oldu?" Her zaman olduğu gibi son derece öküzdü. Net olmasa da Aybars'ın sesinin sakin geldiğini duyarak biraz daha rahatlamıştım. Elim istemsizce kalbimin üzerine gittiğinde bu hareketim Şafak'ın gözünden kaçmamıştı. Aybars'ı dinlemeye devam ederken gözleri elime kaydı.

"Oğlum bu saatte aranır mı? Sabahı bekleyemedin mi aramak için? Manyak mısın nesin ya kapatıyorum ben. Zıbar sende." Sabırla tek tek sıraladığı cümlelerden sonra telefonu sakince kapatıp eski yerine geri koydu ve beni kendisine çekip ikimizin de uzanmasını sağladı.

"Ne olmuş?" Dedim merakla.

"Sabah bir yerlere gidelim diyor. Plan yapmış." Anladığımı belli edecek şekilde mırıldandıktan sonra "Sesi duymadın mı Şafak?" Dedim telefonu kastederek.

"Çok garip geliyor ama sanırım duymadım." Yorgun çıkan sesi beni endişeye düşürdü fakat ateşi yoktu. Olsaydı bedeni cayır cayır yanıyor olurdu. Yani sadece biraz halsizdi. Çenemi göğsüne yaslayıp yüz yüze gelmemizi sağladım.

"Yaşlandın ya sen iyice. Ben yaşlı bir koca istemiyorum." Dedim gülerek. Onunla eğlenmeyi çok seviyordum. Tek kaşı havaya kalkarken aynı zamanda "Bak sen..." Dedi sorgulayıcı bir şekilde. Ardından elimi kaldırıp ikimizin yüzünün arasına yerleştirdi. "Ama maalesef yaşlı bir kocan var."

Bakmayın öyle. Değişen bir şey olmadığı için başından beri bilmenize gerek yoktu.

Değişen tek şey parmağımın artık dolu olmasıydı.

"Ve ben yaşlı kocamı çok seviyorum." Dedim sırnaşarak. Hoşuna gitmiş olacak ki tebessüm edip bir süre yüzümü inceledi.

"Sen hasta mı olacaksın acaba?" Dedim kızarmış göz altlarına bakarak. Aslında kış ayında değildik. Hatta havalar bir hayli sıcaktı.

"Sanmıyorum ama biraz yorgun hissediyorum. Alışık olmadığım rutinlere alışmak bedenimi biraz yordu." Ah o da haklıydı. Artık ikimizde istediğimiz mesleklere sahiptik. Küçük çocuklar ile ilgilenmek her zaman hoşuma gidiyordu. Bu yüzden tercihim tabii ki ilkokul öğretmenliği olmuştu. Henüz atanamamış olsam da çalışmaya devam ediyordum.

Şafak ise zaten lise zamanlarında sayısal seçtiği için yazılım mühendisliği okuyordu. Çoğu zaman evdeydi ama dışarıdan çalıştığı da oluyordu. Son zamanlarda işleri biraz yoğun olduğu için gece geç saatlere kadar bilgisayar başındaydı. Bugün işi daha erken bitmişti.Aybars geç saatlerde yattığını bildiği için uyuduğunu düşünmemiş olacak ki şuan aramıştı.

Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin