Şarkı söyledikleri alana hepsinden erken gelip az da olsa heyecanımı yatıştırmak için boş bir alana oturmuş, aldığım kahveyi içiyordum.
Beni görünce ne tepki vereceğini bilmiyordum ama kendime güvenim tamdı. Lise yıllarım olsaydı asla yüzümü gösterecek cesarete sahip olamazdım. Bu şimdi ki zaman için geçerli değildi.
Herkes mesajlaşırken az da olsa rahat davranırdı. O da muhtemelen bunun rahatıyla konuşuyordu benimle. Zaten normal hayatında iki cümleyi zor konuşuyordu. Yurtta anlamıştım bunu.
Tabii ya. Yurtta görmüştü beni.
Nasıl bir tepki verecekti gerçekten?
Ya beni,onu görmek için giden bir ergen olarak görürse?
Hem ben yirmi bir yaşına gireceğim. Teknik olarak ergen değilim.
Bunu ona söyleyemezdim.
Heyecanlanınca saçmalama huyum yine ortaya çıkmıştı. Rezil olmasam iyiydi.
Kahvemin son yudumlarını da mideme gönderirken Aybars dışında gitar çalan gençler gelmişti. Bizden küçük oldukları belli oluyordu. Liseye gittiklerini tahmin ediyordum. Oturduğum yerden kalkıp,pantolonumun arkasını çırparken elimde ki boş bardağı çöpe attım ve yanlarına ilerledim. Beni fark ettiklerinde gitarlarıyla uğraşmayı bırakıp bana odaklandılar.
Biraz konuşup rahatlamak en iyisi.
"Naber gençlik?"
Aynen Balez gençlik. Çünkü sen elli yaşındasın.
"İyilik abla senden?" Kıvırcık olanı samimiyetle konuştuğunda gülerek elimi uzattım.
"Abla demene gerek yok. Aramızda pek yaş farkı yok. Ben Balez." Dedim tanışarak. Kıvırcık saçlı da gülerek elimi nazikçe sıktı.
"Ben Yaman. Bu salak da Demir." Dedi arkasında duran, saçını üçe vuran genci göstererek. Demir, Yaman ona salak dediği için göz devirip bana baş selamı verdi. Bende karşılık vererek tekrar Yaman'a döndüm.
"Siz neden erken geldiniz?"
"Çok da erken sayılmaz. Bizimkiler birazdan burada olur. Biz gitarların akorlarını ayarlamak için erken geldik."
"Şafak pek beklemiyor." Boğuk ve hafif aksanlı sesi hoşuma giderken Demir'e hayranlıkla baktım. Yaman'ın sesi ona göre daha inceydi.
Tabii Demir'in sesi Şafak kadar olmasa da iyiydi.
"Şafak'ı atlı kovalıyor." Dedim kendi kendime gülerek. Onlarda gülüşüme katıldığında biraz keyiflenmiş, heyecanımı atmıştım.
"Birazdan belki de hayatınızda ki en güzel anı yaşayacaksınız. Şimdiden hazır olun." Dedim ve göz kırparak alandan biraz uzaklaştım.
Kendime güvendiğim gibi sesime de güveniyordum tabi ki. Çoğu kişi bunu ego olarak görse bile ben egolu olduğumu düşünmüyordum.
Yeteneklerinin farkında olmak ne zamandan beri ego olarak adlandırılıyordu?
Lise yıllarımda müzik öğretmenim sayesinde başlamıştım şarkı söylemeye. Onun dediğine göre muhteşem bir sesim vardı. Herkes sesimi çok beğenir,sanki ayaklı radyo gibi istek şarkı isterlerdi.
Hepsi bir avuç aptaldı. Onlar yüzünden belki de çoğu kişinin çok güzel geçen yılları bana resmen zehir olmuştu. Aslında birşey yapmamışlardı. Sorun da buydu işte. Lise yıllarım daha güzel geçebilirdi. Herkesin öve öve anlattığı o yılları ben de övrek anlatabilirdim. Düşüncelere dalmışken Şafak ve Aybars da alana gelmiş çoktan yerlerine yerleşmişti. Bende ufaktan Aybars'ın yanına yaklaşıp Şafak'a çaktırmadan kazağının ucunu çektim. Aybars bu hareketimle bana döndüğünde işaret parmağımı, büzdüğüm dudağıma yaslayarak sessiz olmasını istedim. Neyse ki kim olduğumu anlamış arka taraftan aldığı mikrofonu serice ayarlayıp göz kırparak bana uzatmıştı. Bu hareketine gülerek bir tık geri çıktım.
Normalde çok arkalarda dinliyordum ve bu sayede o da beni hiç görmüyordu. Zaten genelde etrafı incelemiyordu. Bu sefer diğer günlere kıyasla daha yakındaydım ama buna rağmen gerginlikten olsa gerek beni görmemişti.
Kulaklığı bu sefer boynunda duruyordu. Yani dediğimi yapacaktı. Aybars'a kısa bir şeyler söyleyip tekrar mikrofona döndüğünde gitarlar hep beraber aynı melodiyi çalmaya başlamıştı.
Şarkıya ilk o giriş yapacaktı. Ona seneler sonra bunu yapmasını sağladığım için sevinmeli miydim? Eziyet miydi? Sonsuza kadar sürdüremezdi bunu.
Şarkılara aşıksan her şeyinle aşık olacaktın.
Son Feci Bisiklet-6patlar
Meleklerim vardı,
Her gün ararlardı.
En son gördüğümde,
Her gün sarhoşlardı.Öyle kafa, böyle mal.
Hiç sevmedim seni, böyle kal.
Kendi toprağımda yabancı bir kral.Dostumdu Frankenstein.
Yıllar geçti aradan.
Bir sevgili yapmış,
Yedek parçalarından.Bu son.
Yeminle son.
Son.Şarkıyı söylerken gerginliği o kadar belliydi ki. Kendi kendime söylendim. Keşke istemeseydim. Etrafta onu dinleyen insanlar şaşkınlıkla onu izliyordu. İlk defa kulaklık olmadan şarkı söylediğine şahit oluyorlardı.Elimde ki mikrofonu kavrayıp benim söyleyeceğim kısma geldiğinde Şafak'a bakarak söze girdim.
Herkes öldü, sen yaşa.
Her gün aynı karmaşa.Sesimle bana dönerek devam etti.
Çekilir gelen başa.
Çekilir gelen.
Bir yerlerde bir kaçak var.
Karbonmonoksit altı patlar.
Çarkında dönüyor bu hayatlar.
Kurşun,kurşun.O hâlâ bana bakarken bu haline içimden kahkahalarla gülerek yanlarına ilerledim ve Şafak'ın yanında durup benim söyleyeceğim kısma gelmesini bekledim.
Son Feci Bisiklet-6patlar
Meleklerim vardı,
Beni toplarlardı.
Şimdi gözleri kanlı,
Kusmuk içinde kanatları.Kafamdaki tırtıllar,
Bir gün oldu kelebek.
Besledim ellerimle,
Şimdi hepsi birer aç köpek.Yeminle son.
Bu son...Herkes öldü, sen yaşa.
Her gün aynı karmaşa.
Çekilir gelen başa,
Çekilir gelen.Her kıvrımında tilkiler.
Hepsi aç, bir kısmı zehirliler.
Bana beynimi yedirdiler.Yine her zaman yaptığı gibi son cümleyi sesini yükselterek söyledi ve şaşkın bakışlarını üzerimde tutmayan devam etti. Dayanamayıp
"Niye bu kadar şaşırdın ki? Erkek mi bekliyordun yoksa?" Dedim mikrofonu kapatarak. Etraftaki herkes şuan bana bakıyor ve içten içe kim olduğumu sorguluyorlardı."Tanıdığım birini beklemiyordum." Dedi dövmeli parmaklarıyla saçlarını karıştırırken. Yurtta görmüştü alt tarafı. Tanımıyordu.
"Teknik olarak tanışmıyoruz aslında." Dedim mırıldanarak. Kafasını hafifçe yana eğip beni süzdü ve gözlerini kapatarak şunu dedi.
"Balez aynı okulda okuyorduk."
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor)
Teen FictionSiz: Belki de tilkiler sevgiye açtır Şafak Siz: Onlara sevgi vermeyi denedin mi?