ÖZEL BÖLÜME HEPİNİZ HOŞ GELDİNİZ.
Şimdiden hepsini özledim ben ya... Biraz özlem giderelim istedim. İlk özel bölümü birazcık şeye ayırmak istiyorum... Aybars ve 'Hayatına'.
Aybars karakteri bu kurguda kendime en yakın bulduğum karakter diyebilirim ve ona hak ettiği değeri vermediğimi düşünüyorum. Düzenlediğim bölümlerde ikisinden bahsettim fakat yeterli gelmedi gibi. Onlar için ayrı bir kurgu bile olabilir.
İyi okumalar balım :)
İki yıl önce.
Aybars.
Elimde ki şişenin artık dibine geldiğimi fark ettiğimde öfkeyle homurdanıp masanın üstüne fırlattım. Şafak beni kesinlikle gebertecekti.
Şişe kalın camı sayesinde kırılmayıp tok bir ses ile yere düştüğünde Harley'in hırlama sesi kulağıma doldu. Anlaşılan onlar da alkolü sevmiyordu. Fazla tepki vermeyerek başımı masaya sertçe bıraktım. Alnım acısa bile umurumda olmamıştı. Ruhumun acısı çok daha beterdi. Artık yaşadığımı hissetmem için fiziksel acıya ihtiyaç duyuyordum.
Belki de Şafak'ı tekrar kızdırmalıydım. Yine sağlam bir yumruğu yüzüme geçirebilirdi. Bakışlarım mutfağın penceresinden dışarıya düştüğünde Su'yu gördüm. Karşı apartmandaydı. Bu tarafa doğru bakıyordu. Yerimden öyle büyük bir telaşla kalktım ki bir an ayaklarım birbirine dolandı ve yere düşeceğimi sandım. Neyse ki Damon paçamı çekiştirerek beni son anda kurtarmıştı. Ona tebessüm edip aceleyle pencere kenarına koştum.
Beynim yeteri kadar bulanmıştı bu yüzden gözlerim de doğru düzgün görmüyordu ama Su'yu görmemem imkansızdı. Onu her zaman görürdüm. Görmem lazımdı.
"Onu her zaman görüyor olman, yanlış göreceğin anlamına gelmiyor Bars."
İki gün önce Şafak'ın dedikleriydi bunlar. Haklıydı. Yine O'nu birisine benzetmiştim çünkü gördüğümü sandığım kişi Su falan değildi. Kimse yoktu. Sadece sıradan bir kadındı. Bu sefer yenilgiyle alnımı pencerenin kenasına yasladım ve aklıma gelen anı ile gülümsedim.
Su şarkı söylüyordu.
Yine sokaktaydık. Her zaman çaldığımız yerde. Şafak mikrofonunu Su'ya vermişti ve bende gitar çalıyordum. Seçtiği şarkının her bir kelimesi sanki bir ok gibi bedenime saplanıyordu. Kanser olduğunu öğrendiğim ilk zamanlardı. Hayır. Kanser olduğunu söylediği ilk gündü.
Emre Aydin- Sen Beni Unutamazsın
Halim toz,halim duman olsa,
Yenilsem, tükensem,bitsem,
Bir ah etmem.Unuttum çoktan...
Geriye dönmem,geriye dönmem, geriye dönmem...Ama sen beni unutamazsın.
Anımsarsın aniden...
Bir kadın bir akşam,misal bana benzeyen
Tutar geçer tam önünden.Şafak bile kırılmış gibi bana dönmüştü. Bakışlarında ki acıma duygusu hâlâ baktığı gibiydi. Şuanda da bana öyle bakıyordu. Hatta şarkı bittiğinde ve onun yanına gittiğimde sadece tek bir cümle söylemişti. "Sesi güzel değil ama kulak tırmalamıyor." Yanıldığını söyleyememiştim çünkü onun bakış açısı tamamen profesyoneldi. Benim için ise duyduğum en güzel ses ona aitti.
Ne yapsan sen beni unutamazsın.
Bir yağmur yağsın da, bir şarkı çalsın.
Sen beni ölsen unutamazsın.Sözlerin aynısını devam ettirirken ben sessizce çalıyordum ama elimin titrediğini hissediyordum. Etraftaki herkes ise sadece bana odaklanmıştı çünkü gözyaşları artık yanaklarımdan yuvarlanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor)
Teen FictionSiz: Belki de tilkiler sevgiye açtır Şafak Siz: Onlara sevgi vermeyi denedin mi?