3.1

335 39 35
                                    

Aynen baya heyecanlıyım bölümü yazmak için.

Yazmak istiyorum ama çok üşeniyorum. Neyse güzel bir bölüm olacak çünkü Şafak var???

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar herkese.

Öğlene doğru uyandığımda ilk işim direkt telefonuma gelen bildirimlere,daha doğrusu Şafak'tan gelen mesajlara göz atmak oldu.

Gerçekten bu saate kadar nasıl uyuyabilmiştim?

Şafak: Günaydın (05.56)

Şafak: Muhtemelen uyuyorsun o yüzden çok mesaj gelmesin diye tek tek yazmamaya çalışıyorum. Seni Bars alacak. Benim ufak bir işim var. Biraz bekleyebilirsin bunun için şimdiden kusura bakma. Akşam görüşürüz.

Şafak: Bu arada zaten giymiyorsun ama yine de söylemek istiyorum. Elbise tarzı bir şey giyme. Hem soğuk,hem de motora bineceksin. Mümkünse rahat bir şey giy.

Mesajları okurken yüzümde oluşan aptal gülümsemeye engel olamamıştım. Beni düşünüyor muydu? Ben yeni uyandığım için hayal mi görüyordum?

Ayrıca beni niye Aybars almaya geliyordu?

Siz: Günaydın (11.09)

Siz: Çok erken uyanman sıkıcı olmaya başladı. Hiç mi uykun gelmiyor? Ayrıca niye sen gelmiyorsun diye soracağım ama söylemeyeceksin o yüzden boş ver. Akşam görüşürüz :)

Siz: Umarım şık bir restorana gitmiyoruzdur.

Mesajı göndermem ile çevrim içi yazısı belirdiğinde heyecanlanıp anında doğruldum. Nadiren mesajlara çabuk bakardı.

Şafak: Romantik bir akşam yemeği mi? Eğer öyle bir şey hayal ettiysen etmemeliydin. Daha neler. Burada göz devirdim say.

Siz: :D

Siz: Sen genelde tip tip bakıyorsun da neyse buraya takılmamam lazım.

Siz: Mesajı gözünle okumalısın Şafak. Gitmek istemediğimi ima ediyorum.

Şafak: Sen de bu mesajında çok başka şeyler ima ediyorsun da neyse. Gitmiyoruz zaten.

Çevrimdışı.

Biraz atıştırıp Kar'la ilgilenmiş, yine komşuları rahatsız etmemesi için Duygu'ya emanet etmiştim. Bunun için yurda gitmem gerekiyordu ve Verda beni gördüğü için biraz da onunla takılmıştım. Kar'ı görünce çok mutlu olmuştu çünkü kedileri çok seviyordu. Kar'ın neden miyavladığı kafamın içinde hâlâ merak sorusuydu. Daha sonra veterinere götürmem gerekti.

Geç kalktığım için akşam olmak üzereydi. Dün yağan yağmur zaten az olan karı eritmişti ve hava şuan çok güzeldi. Kış ayının soğuk rüzgarı yerine hafif ılık bir rüzgar vardı. Hem üşümekten,hem de terlemekten nefret ettiğim için bu havalara tek kelimeyle bayılıyordum.

Şafak'ın da dediği gibi rahat edebileceğim şeyler giymiştim. İnce sayılabilecek bir kazak ve bol pantolon rahat kombinlerimin arasına çoktan girmiş sayılıyorlardı. Omzuma gelen saçlarıma elimle şekil vermeye çalışırken telefona gelen bildirim sesiyle yatağımın üzerinde ki telefona uzandım. Aybars mesaj atmıştı.

Aybars: Lütfen bana hazır olduğunu söyle. Beklemekten nefret ederim.

Siz: Merak etme çoktan hazırlandım. İki dakikaya geliyorum.

Aybars: Hadi amaa iki dakika bile uzun bir süre!

Mesajına gülerek dış kapının yanında duran spor ayakkabımı giydim ve anahtarımı son dakika giydiğim ceketimin cebine atarak evden çıktım. Merdivenlerden hızla inerek apartman kapısının önüne geldim ve demir kapıyı kendime doğru çekerek Aybars'ı görüş açıma aldım.

Benim İçin Söyler Misin?(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin