Sonunda fırına varmıştık .
"Ah bu fırın mı?" Diye düşündüm ben de içimden .
Bisikletten önce Wonwoo indi . Ardından da ben indim. Daha sonra birlikte içeriye girdik."Hoşgeldiniz." Dedi çalışan. Ardından bana doğru baktı ve;
"Ah , Y/n !? Görüşmeyeli nasılsın?" Diye sordu.
"Selam Joshua sunbae! İyiyim . Peki ya sen? İşler nasıl gidiyor?" Dedim ben de gülümseyerek.
"Açıkçası ... şu sıralar biraz sıkışığız ama daha iyi olacağımızı umut ediyorum." Dedi Joshua da.
"Hımm . Festivale geliyorsunuz değil mi? Yani satış yapmak için . Hem belki durumunuz için işe yarar ."(Y)
"Vernon da öyle düşünüyor . Sanırım şansımızı deneyeceğiz." (J)
Wonwoo'nun bize şaşkın şaşkın baktığını farkedince;
"Ah Wonwoo shi . Bu Joshua sunbae . Büyükannelerimiz arkadaş . Biz küçükken kardeşi Vernon ile birlikte büyükannemlere gelirlerdi . Aynı zamanda ben ilk okuldayken üst sınıfımdaydı. O yüzden ona hâlâ Joshua sunbae derim." Dedim gülümseyerek .
Ardından Joshua'ya dönüp;
"Sunbae , bu Wonwoo , şey ... (birkaç saniye durduktan sonra) benim erkek arkadaşım." Dedim.
İlk defa Wonwoo'yu bu şekilde birine tanıtıyordum ve çok utanmıştım . Wonwoo'nun da bana utangaç ama bir o kadar da şaşkın baktığını görür gibiydim.
"Ahhh! Erkek arkadaş hm . Memnun oldum Wonwoo ." Dedi Joshua da sırıtarak .
"Şey b-ben de." Dedi Wonwoo kekeleyerek . Kekelemesi tatlı gelmişti çünkü bunu utandığı için yapıyordu.
Ardından kahvaltılıkları aldık , Joshua Sunbae'ye de hoşçakal dedikten sonra oradan ayrıldık.
Daha sonra bisiklete bindik ve oturup kahvaltı yapabileceğimiz biryere gittik."Pekii! Hadi yiyelim ." (W)
Ben de kafa salladım ve yemek yemeye koyulduk.
Bir süre öylece yemek yedik , bu anı mutlu mutlu yaşamak istiyordum ama bir yandan da aklım büyükannemdeydi. Düşüncelere çok dalmış olmalıyım ki bir anda Wonwoo tarafından sarsıldım."Hıh? Ne?" (Y)
"İyi misin?"(W)
"Ah , şey , evet sanırım. " (Y)
"Bence değilsin . Kafana taktığın bir şey mi var?" (W)
Bir süre durdum ve birşey söylemedim.
"Anlatmak zorunda değilsin ama eğer bir sorun varsa bana söyleyebilirsin."(W)
"Ah hayır Wonwoo. Sana her şeyi anlatırım . Sadece neden bilmiyorum ama kimseye kolay kolay içimi dökmem ."(Y)
"Önemli değil . Eğer istersen söyleyebilirsin. "(W)
"Konu büyükannem . O , o hasta . Yani aslında uzun süredir böyle . Her ay kontrole gidiyor ve bir iki gün kalıp hemen geri geliyordu. Ama bu sefer öyle olmadı . Uzun bir süredir hastahanede . Yanına Hina Teyze var ve ne zaman sorsak bize sürekli iyi olduğunu , sadece kontrollerin uzadığını söyleyip duruyor . Ama ben buna asla inanmıyorum. Biz üzülmeyelim diye böyle söylediğine yemin edebilirim . Hastahane de uzak bu yüzden giremiyorum. Bugün Lia da benden habersiz ziyarete gitmiş . Herkes benden bir şey saklıyor gibi hissediyorum." Dedim ve dayanamayıp ağlamaya başladım.
Wonwoo beni sessizce dinledi ve konuşmamı bitirdikten bir süre sonra hiçbir şey söylemeden bana sadece sarıldı. Ardından;
"Belki doğru düşünüyor olabilirsin . Yani seni üzmek istemedikleri için yapıyor olabilirler. Ama emin ol o iyi olacak . Sadece biraz zaman ver hımm? Hem kötü düşünmen sana sadece zarar verir ve hiçbir şeyin iyileşmesine yardımcı olmaz . " Dedi saçımı okşayıp sırtımı patpatlayarak.
![](https://img.wattpad.com/cover/340063686-288-k87454.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~The boy that I met in Summer ~ / Jeon Wonwoo
FanfictionAşk nasıl aşka dönüştü? Seventeen Wonwoo x Reader