16. Bölüm

1.6K 47 10
                                    

Sabah uyandığımda keyifsizce yataktan kalktım. Dün akşam eve nasıl geldigimi bile hatırlamıyorum. Ben mi çok abartıyordum. Hayir abartmıyorum ortada bir şey yokken bana gelip tavır alıyordu. Ve neden böyle yapıyordu onu da bilmiyordum.

Yataktan kalktım kendime sadece bir çay yaptım. Birden başımın dönmesiyle birlikte zorla da olsa bir şeyler yedim. Bayılıp kalamazdım. Yarın okul başlıyordu. Çocukları görmek iyi geliyordu bana da.

Yediğim şeyleri toplayıp elime kitapliktan kitabımı aldım ve kendimi kitabıma gömdüm. Kötü hissettiğim zamanlar iyi geliyordu bana kitaplar. Tam kitaba dalmışken çalan telefonumla bütün dikkatimi dağıttı.

"Alo Derya?"

"Efendim Sibel."

"Nasılsın iyi misin? Geldin değil mi?"

"İyiyim. Evet dün geldim maalesef."

"Sen iyi olduğuna emin misin?"

"Eminim Sibel."

"Peki üstüne gelmiyorum. İstediğin zaman anlatabilirsin bana."

"Teşekkür ederim Sibel."

"Ne demek canım. Ben şu an karagahtayim da markete uğrayacağım istersen sende gel hem belki kafan dağılır."

"Yani bilemedim ki."

"Ya ben senin için diyorum. Çıkarsın hava alırsın. Hadi gel sende."

"Peki madem gelirim."

Telefonu kapatıp odama çıktım. Üstüme hiç bir şey giymedim. Lan eşofmanimlayim yani. Hiç  bir şey değiştirmedim. Niye çıktığımı da bilmiyorum. Neyse gelmişken bir Saçımı toplayim dedim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerime siyah sişme montumu giydim ve evden çıktım.

Binanın önünde Sibeli gördüm. Koşarak vana geldi ve sarıldı. Bu iyi hissettirmişti açıkçası.

"Derya. Özlemişim kız seni."

"Bende seni."

Sibel daha sonra benim koluma girdi ve birlikte lojmandan çıktık.

"Ee nasıldı İstanbul."

"Güzeldi yani. Ailemi gerçekten çok özlemişim."

"Ne güzel. Senin içinde çok iyi olmuştur. Valla sen yokken çok canım sıkıldı. Yağmur Cağrı ile ilgileniyoru hasta olmuş. Efnan zaten acilden çıkamadı. Yani tek kaldım."

Gülerek Sibele döndüm.

"Gel bizde acısını şimdi çıkaralım."

Beraber gülerek markete girdik. İhtiyaçlarımızı alıp çıktık. Yürürken sessizliği Sibel bozdu.

"Sen iyisin şimdi değil mi?"

"Daha iyiyim en azından. Dedigin gibi kafam dağıldı."

Gülerek bana döndü "Ya Derya bi karagaha uğrasak sorun olur mu? Biz Mertle çıkacaktık da."

Başımı iki yana salladım " Ne sorunu gel gidelim." Dedim her ne kadar istemesemde. Alparslan ile pek karşılaşmak istemiyordum açıkçası. Ya da ne olabilirdi ki belkide sınırı geçmiştir. Bende bi konuşurum belki.

Sibel ile sohbet ede ede karargaha geldik. Bizi girince Süleyman karşıladı. " Hosgeldiniz yengeler- yengecim ve Deryacım."

Gülerek Süleyman'a baktık "Hoşbulduk Süleyman. Nasılsın iyisin?"  "İyiyim yenge bu arada Mert komutanım içeride." Sibel keyifle sırıtarak "Ee ben bir içeri gideyim o zaman. Hadi kendine iyi bak Süleyman." Dedi.  Ve yanımızdan ayrıldı.

Bordonun SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin