Keyifli okumalar dilerim...Kader , doğum günümüzden ölüm günümüze kadar başımıza gelecek her şeyin belli olmasıydı.
Doğduğumuz yer , öleceğimiz zaman , ailemiz... Bunların hepsi kaderde yazılıydı.
Ama bir de bizim seçimimizde olanlar vardı; mesleğimiz , arkadaşımız, okulumuz, ilerdeki eşimiz... Bunların hepsi de kendi seçimimizdi.
Alparslan ise en doğru seçimimidi. Tanışmamız kader olabilirdi , ama bu yola birlikte girmemiz bize bağlıydı. Onunla tanışmış olabilirdim , ama ilerdeki eşim o olmayabilirdi. Allah korusun tabi.
Şimdi ise oturmuş ondan gelecek en ufak bir yaşam belirtisi haberi bekliyordum.
Onlar görevi gideli tamı tamına 1 ay 17 gün olmuştu. Ve ben , 18 gündür Alparslandan haber alamıyordum. Ne mesajlarım, ne aramalarim hiç biri gitmemişti. İçimdeki endişe ve korku tohumları her geçen gün büyüyordu.
Korkuyordum , onu kaybetmekten deli gibi korkuyordum.
Evde oturmuş tek başıma vakit geçirmeye çalışıyordum. Özlem de yoktu. Yalnız başıma sıkılmaktan sıkılmıştım , o derece yani.
Çalan telelfonum ile bir hevesle sehbanın üzerindeki telefonumu almaya giderken ayağımın serçe parmağını sehpaya vurdum. Bu dünyada bu acının üstüne acı tanımadım gerçekten. Arayan kişinin annem olduğunu görmüştüm.
"Anne."dedim yüzümü acıdan buruşturarak .
"Kızım , hayırdır sesin kötü geldi. Bir şey mi oldu?"diye sordu panikle. Doğal olarak.
"Yok anne , ayağımı sehpaya vurdum."dedim koltuğa otururken.
"Dikkat etsene kızım. Napıyorsun?"
"Oturuyorum öyle boş boş. Siz ne yapıyorsunuz?"
"Bizde aynı yavrum. Eren ders çalışıyor , bende işte öyle dolanıyorum ortada. Alparslandan haber var mı?"
Sıkıntılı bir nefes verdim."Maalesef anne."
"Üzülme kızım hemen. Dağda bayırda nasıl çeksin telefon? İlk fırsatta arar seni zaten merak etme sen."
"İnşallah anne."
Annemle biraz daha sohbet edip , dedikodu yaptıktan sonra telefonları kapatmıştık. Ne yalan söyleyim iyi gelmişti bu konuşma. Kafam dağılmıştı biraz.
Dışarının kasvetli havası benimde moralimi bozuyordu. Nede artık yaz gelemiyirdu bir türlü?
Telefonuma gelen bildirim ile hevesle telefonumu elime aldığında bu sefer ki gelen mesaj da Alparslandan değildi.Sibelum:
- Derya nasılsın?
-Müsait misin?Siz:
-İyiyim Sibel sen nasılsın.
-Müsaitim bir şey mi oldu.Sibelum:
-Bende iyiyim.
-Şey diyecektim. Müsaitsen buluşsak mi. Diğerli hep çalışıyor da tek boşta olan senindir diye düşünmüştüm.Siz:
-İyi düşünmüşsün , olur.Sibelum:
-Tamam o zaman , bizim restorantta.
![](https://img.wattpad.com/cover/339960902-288-k104530.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Sevdası
Ficção GeralSert, ciddi bir Yüzbaşının yüreğindeki tek sevdası Vatan sevdasıdır. Bu hep böyle gitmişti. Ta ki o güne o kadar. Ta ki Derya yı görene kadar... Bu sert, karanlık komutanı aydınlığına çekebilen tek kadın Derya... *** "Sen buraya gelirken sadece ken...