♡♥︎ TAMAMLANDI ♡♥︎
Yeni taşındığı mahallede onun sesini duyan biri olacak mı?
Eşcinsel bir kurgudur.
Küfür,Argo,şiddet içerir!
Rahatsız olacaksanız okumayın.
Hàmuş - Suskun demektir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💙
Baha'dan ☆★☆★☆★
Yiğit kapıyı açmaya gittikden bir süre sonra bağırış çağırışlarla salona önce Burak girdi ardınca da Mert ile Ali ve en son da elinde ilk yardım çantasıyla Yiğit girmişti. Burak'a baktığımda elmacık emiğinin üzerinde morluk vardı, kaşının üzeri ve dudağı patlamıştı. Ali'ninse kaşı patlamıştı ve burnu kanıyordu. Ne olmuştu ya bunlara. Burak, Ali ve Mert karşı kotlukta oturmuştular Yiğit'se elindeki çantayı ortadakı sehpanın üzerine koyup yanıma oturdu.
"Anlatın bu ne hal böyle?" Yiğit konuştuğunda herkes ona baktı. Diğerlerinden önce Burak başladı konuşmaya "Şimdi abi bu aşağı mahallede gereksiz varlık olan Cenk var ya bizim çocukların toplarını kesmiş. Çocuklarda ağlayarak bize geldikleri için biz de hesap sormaya, gereksiz varlığın yanına gittik. "
"Lan sakince konuşsaydınız ya, yada bana haber verseydiniz." Mert konuştuğunda ona baktım ilk yardım çantasından pamuk çıkartıp Ali'nin burnunun kanını siliyordu. Yiğit'de ona katılarak "Evet bize gelseydiniz ya. Siz neden kendi başınıza bir işlere kalkışıyorsunuz ?"
"Böyle olacağını nerden bilebilirdi ki?"
Yiğit ayağa kalkıp salondan çıktı. Mert, Ali'nin patlamış kaşına pamukla bir şeyler sürürken Ali'nin canı yanmış olacak ki biraz yüksek sesle "Ahh aşkım acıyor." dedi.
"Kurban olurum biraz daha dayan güzelim. Ben o şerefsizin ellerini kıracağım." diyerek Ali'nin kaşını üfleyip tekrar işine geri döndü. Yiğit salona girdiğinde elindeki buz torbasını Burak'a yaklaşıp uzattı. "Al bunu yanağına koy."
