Bölüm 42

3.8K 306 192
                                    


Merhabalarr

🌾🌾🌾

Nasılsınız?

🌿🌱

Keyifli okumalar

🍂🌾🥀🍂🥀🍁

Yazar'dan
~~~~~~~~~

Yiğit hızlı adımlarla yürürken Burak'da ona yetişmeye çalışıyordu. "Lan yavaş yürüsene." diye bağırdı arkadan.

Hızlı yürümekten ayakları ağrımıştı. Yiğit ona dönmeden "Sevgilimi özledim kardeşim, yavaşlayamam." deyip adımlarını biraz daha hızlandırmıştı.

"Sen zaten sevgilini düşün beni düşünme." diye sitem etti Burak.

"Güzel sevgilim varken ben seni neden düşüneyim lan seni ballı kocan düşünsün." adımlarını bir an olsun yavaşlatmadan demişti Yiğit. Burak ona yetişip "Doğru dedin be kardeşim. Valla bende onu her gün düşünüyorum." melül melül konuşmuştu Burak.

"Ah ballı kocam ahh."

Binaya yaklaştıklarında hızla binaya girip asansöre yöneldi Yiğit. Burak'da adamın yanına gelip nefesini düzene girmesi için derin nefesler alarak konuştu. "Şu elindekiler ne?" Merakla sorup başı ile Yiğit'in elindeki poşetleri göstermişti. "Çikolata ve birkaç sevdiği şeyler aldım sevgilime." dedi. Sevgilim kelimesini bastırarak demişti yani sana değil sevgilimin onlar demek istemişti Burak'a.

Asansör geldiğinde içeri girip 4. katın düğmesini bastı Yiğit. "Bana yok mu?" Üzgün bakışlar atarak sormuştu Burak. Yiğit arkadaşına göz devirip "Yok." dedi. Burak yalandan burnunu çekip "Ama neden?" Çocuk gibi üzgün sesle sormuştu.

"Hepsi Baha'nın, o isterse verir sana." diye geçiştirmişti. Burak'sa çocuk gibi sevincle "Baha benim canım canım. O senin gibi bana kıymaz tabii ki de verir hıh." dedi ve bakışlarını Yiğit'den çekmişti. Burak emindi ki Baha ona kıyamayıp çikolatasını onunla paylaşacaktı.

Asansörden çıkıp kendi dairelerinin önüne geldiklerinde Yiğit cebinden anahtarı çıkartıp kapıyı açtı. Burak kapının açılmasıyla Yiğit'in yanından hızlıca geçip içeri girdi. "Baha canım arkadaşım. Bak en sevdiğin kankan geldi." diye bağırdı Burak.

Yiğit'te içeri girip ayakkabılarını çıkartırken Baha'nın yüzünde güzel gülümsemesiyle onlara doğru gelmesini bekledi fakat Baha'dan bir ses gelmeyince bu defada Yiğit seslenmişti ona. "Güzelim? "

Yiğit ne zaman eve gelse kapı açılır açılmaz güzel sevgilisi gelip onu karşılar ve güzel gülümsemesiyle ölüp bittiği sesi ile de "Hoş geldin." derdi. Ama galiba oda da resim yaptığı için kendini çok kaptırdığından onları duymamış olabilir diye düşündü Yiğit.

"Ben odaya bakıyorum galiba yine kendini resime kaptırdı." Burak'a bakarak konuşmuştu Yiğit.

Burak "Tamam ben de su içeyim. Gelirken canım çıktı canım." mutfağa giderken demişti.

Yiğit ona bir şey demeden sevgilisiyle birlikte kaldığı odaya doğru gitti. Kapıyı çalıp "Güzelim?" Diye seslendi. Ses gelmesi için biraz bekledi. Ama içerden ses gelmeyince yavaşça kapıyı açıp içeri baktı. Etrafa göz gezdirdiğinde oda boştu. Çizim yaptığı masaya doğru gidip elindeki poşetleri masanın üzerine koydu. Yine çok güzel bir çizim yapmıştı. Kendi güzelliği yetmiyormuş gibi bir de yetenekliydi sevgilisi.

Resimi eline alıp incelerken içeriden
Burak'ın bağırışını duydu Yiğit. "BAHA!?" Elindeki resimi bırakmadan Burak'a doğru hızlı adımlarla yürüdü. Salonun kapısına geldiğinde içeri göz attı her yer dağılmış ve yerde kanlar vardı. Meraklı ve korku dolu bakışları yerde yatan bedenlere döndü. Önce kafası patlamış yerde yatan birini, sonrada kanlar için yatan sevgilisini gördü.

Hàmuş {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin