♡♥︎ TAMAMLANDI ♡♥︎
Yeni taşındığı mahallede onun sesini duyan biri olacak mı?
Eşcinsel bir kurgudur.
Küfür,Argo,şiddet içerir!
Rahatsız olacaksanız okumayın.
Hàmuş - Suskun demektir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Baha'dan <<<<<<<<
Dün eşyalarımı toplamıştım ve bugün de kaldığımız evden ayrılıp yeni eve, yeni mahalleye taşınmıştık. Bilidiğim kadarıyla babam yine evin kirasını ödeyemediği için kovulmuştuk. Taşındığımız yeni evdeki bu odam, diğer odama göre biraz küçüktü ama zaten benim için hiç fark etmiyordu. Eşyalarımı düzenlerken babam yine içerden bağıra çağıra odama doğru geliyordu. Kapıyı her zaman ki gibi sertçe açarak "Ne yapıyorsun lan?" Diye sordu. içeri girmemiş kapıda durmuştu. Ona bakıp "Eşyalarımı yerleştiriyorum." dedim.
"Ne yaparsan yap. Ama olur da ses çıkartıp beni uyandırırsan. O zaman seni gebertirim." Diyip kapıyı çarparak odadan çıktı.
Babam gittikten sonra sessizce eşyalarımı yerleştirmeye kaldığım yerden devam ettim. İşim bittiğinde hava kararmıştı. Yürüyemediğim için çok yavaş haraket ediyordum. Bir de sessiz olunca daha yavaş yapıyordum. Bu yüzden de öğlen başladığım işi akşama kadar anca bittire bilmiştim.
Acıktığım için odadan çıkıp mutfağa gittim. Mutfağa girip ışığı açtım. Sonrada dolabı açarak içinden yine her zaman olan peyniri ve domatesi çıkartıp kendime sandiviç hazırladım. Yemeğimi yedikten sonra banyoya gidip işlerimi hallettim. Babam uyuyor olmalıydı çünkü çıktığını hiç duymamıştım.
Odama giderken dış kapının açıldığını duydum. Kapıya doğru gidiyordum ki, babamı yalpanarak bana doğru geldiğini gördüm. Belli ki ben odamı düzenlerken o sessizce çıkıp gitmiş ve sarhoş olup geri gelmişti.
Bana doğru gelerek "Neden uyanıksın lan sen?" Ağzını yayarak konuşmuştu. Ve konuştukça ağzından sigara ve alkol kokusu geliyordu. Midem bulanmıştı bu kokuya. Tam ona cevap verecektim ki,tekrar konuştu.
"Neyse ne ben gidiyorum uyumaya." dedikten sonra bana doğru eğilerek "Olur da sesin çıkarsa seni öldürürüm." diyip geri çekildi. Sadece kafamı sallayarak onayladım. Bana bakmadan yalpalanarak odasına doğru gitti. Bende tekerlikli sandelyemin tekerlerini çevirerek odama doğru gidip, üzerimi değiştirip yatağa girdim.
~~~~~~
Boğazım kuruduğu için uykudan uyanmıştım ve saatte baktığımda gece 3 olduğunu gördüm. Yatağımdan kalkıp sandelyeme oturdum. Ses çıkartmadan mutfağa gittim. İçeri girip bardağı alarak su doldurup içtim, o kadar çok susamıştım ki bir bardak su susuzluğumu gidermemişti. Tekrar su doldurup içtim. Bardağı tam tezgaha koyacaktım ki, bardak elimden kayarak önce dizime çarptı sonrada yere düşerek parçalandı.
Gözlerimi sıkıca kapatarak içimden 'İnşallah duymamıştır' diye dua ediyordum ama bir süre sonra ayak seslerinden uyandığını anlamıştım. Ne zaman ya, ne zaman yarasız ağrısız uyuyacağım ben? Ne zaman ağrılarım yaralarım, olmadan uyanacağım.
Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım ama ayak sesleri ve küfürleri duyarken sakinleşmem hiçte mümkün değildi.
Mutfağa girdiğinde "Sana sessiz ol demedim mi lan ben?" Saçlarımdan tutarak geriye doğru çekti.
"Elimden kaydı " sesim istemdışı kısık çıkmıştı. Öfkeli bakışlarını önüm de kırılan bardağa çevirdi. Tekrar bana bakarak saçlarımdakı elini sıkıp öne doğru ittirdi, dizlerimin üzerine düşerken yüzüm camlara değmesin diye ellerimi camların üstüne koydum. Avuçlarıma batan camları hissediyordum canım yanmıştı ama acıya alışık olduğum için çokta önemsemedim.
"Nasıl kırdıysınsan teker teker toplayacaksın." Elini saçlarımdan çekmişti.' Tamam ' diyecekken yüzüme yediğim tekmeyle konuşamadım. Acıyla gözlerimi kapattım. İnlememek için dişlerimi öyle sıkıyordum ki neredeyse dişlerim kırılacaktı. Canım çok yanmıştı. Sesim çıkarsa bu camlar yalnızca elimde değil, yüzümde de hissederdim. Saçlarımdan tutarak kafamı kaldırdığında bu defa da gözüme bir yumruk yemiştim.
"Sana sessiz ol dedikce sen inadına ses yapıyorsun. Bıktım lan senden bıktım." bir yandan konuşuyor bir yandan da yüzüme ve karnıma vuruyordu. Her yerimin kan olduğuna emindim. Burnumdan akan kan dudaklarımdan yere damlıyordu. Bir gözüme yediğim yumruk yüzünden gözümü açamıyordum.
"Özür dile lan. Beni uyandırdığın için özür dile." yüzüme doğru bağırmıştı.
"Öz-özür..." Konuştukca canım çok yanıyordu. Konuşmadığım için yüzüme yine vurarak bağırdı. "Doğru düzgün özür dile lan." derin bir nefes almak istedim fakat nefes aldıkca ciğerlerime iğneler batıyordu.
"Özür dilerim." sesim yine kısık çıkmış olsa da beni duyduğuna emindim. Son kez sırtıma tekme atarak "Aferin. Şimdi topla şunları. Sessiz olmazsan bu defa dayakla kurtulamazsın." deyip mutfaktan çıktı.
Yerde haraketsız kalırken ağrılarımın birazda olsun dinmesini bekledim. Kendimi iyi hissettiğimde yerdeki camları bir şekilde topladım. Sonrada tekerlekli sandelyeme oturup odama doğru gittim. Tekerlekleri her çevirdiğimde elimdeki camlar etime batıyordu. Odama girdiğimde zar zorda olsa elimdeki camları çıkartıp sardım. Burnumdakı kurumuş kanları temizleyip yüzümdeki ve vüdumdakı morluklara krem sürüp bir şekilde yatağa yatarak uyumaya çalıştım.
Her zaman olduğu gibi yine uyuyamamıştım. Sabah yataktan zor kalkmıştım. Sanki üzerimden kamyon geçmiş gibi hissediyordum. Bir şekilde kahvaltımı yapmış, sonrada tekrar yaralarıma krem sürmüştüm. Öğlen de akşam uyumadığım için uyumuş uykumu birazda olsun almıştım. Babam sabah ben uyurken evden çıkmış ve yine akşam sarhoş bir şekilde eve gelip koltukta sızıp kalmıştı. O gelmeden önce de akşam yemeğimi yemiştim.
