Güneş bugün sanki yeni bir hayata başlarcasına umut saçıyor. Sanki günlerdir karanlıkta kalmışızda hayat yüzünü yeni aydınlatıyor bize. Bir süre nefes almayı bile unutmuş gibi hissediyordum ki yaz geldi ve yeniden enerji depoluyorum.
Üzerinden çok zaman geçti çok şey yaşandı .
Hücrelerimiz biraz daha yaşlandı ve olgunlaştık.
Her gün yeni bir tecrübe ile hayata devam ediyoruz . Bir dakikamızdan sonra bile ne yaşayacağımızı bilemezken bazen biz yıllar sonrasının bile planını çiziyoruz.
Bazen tam akışına bıraktım derken tekrar bir planla kendimi karşı karşıya buluyorum . Plansızlığın içinde plan. Karmaşanın içinde düzen . Akışta kalmak. Anda olmak. Çoğu psikoloji sayfalarında okursunuz bunları ama gerçekten anda mıyız?
Akışta mıyız?
Tam kapılırken geleceğe elimi şaklatıyorum hop andayım. Sürekli kendimi ikaz ediyorum hadi anda kal anda kal anda kal. Düşünmek eylemi bazen çok gerekliyken bazen de gereksiz olabiliyor. Bazen bizi yıpratıyor. Bazen insan olduğumuzu hatırlatıyor. İşte burda düşünmenin ayrımını yapabilmek önemli . Akıllıca düşünmek kalbimizle hareket etmek .
Eninde sonunda ne kadar düşünürsek düşünelim yine kalbimizden ne geçerse onu yapıyoruz . Duygusal zekamızı kullanıyoruz.
Kalbimiz bazen en iyi pusulamız.
Hayırlısı diyip hayata devam ediyoruz.
İşte burda inanç devreye giriyor sanırım. Akıllı olup kalbimizi dinleyip kadere bırakıyoruz kendimizi ...
Peki
Ya sonra
Hayırlısı...