Yorgunluktan sızdığım an başlıyor rüyalarım. Elimde kırmızı şarapla 14. Kattaki dairemden istanbul boğazını seyrediyorum. Kırmızıyı ben edinmişliğimle arkada çalan müzik sesi de klasikleştiriyor ortamı. Fantastik duygularımın esiri olarak ortamı loş ışıkla aydınlatıp kendimle baş başa kalmayı seçmişim.
Herkesten uzak bir gece ile rüyamda işte olması gerektiği gibi düşlerime devam ediyorum.
Bir rüya olduğunu sezerek rüyamda istediğim tüm çılgınlıklarıma devam ediyorum.
Kırmızı arabamla istanbul'u turluyorum.
Son ses müzik eşliğinde bulutlar üzerinde uçuyor gibiyim.
İşte rüyamın tam ortasında birden sıçrayarak uyanıyorum. Gözümü ilk açtığımda gördüğüm manzara beni yine şaşırtmıyor. Karanlık bir odada tıkış pıkış eşyalarla her seferinde aynı hikayeyi yaşamaya devam ediyorum. .
Bedenim ruhumun ağırlığı ile kalkmaya çalışırken ranzanın tepesinden aşağı atıyor kendini .
Çaprazlama aynalarda kendime baktım.
Simsiyah saçlarım bile haketmemişti oysa .
Bir diğerinden ötekine gözlerimi çeviriyorum .
Evet bu hikayenin baş kahramanı benim.