Tek başına bir yol(masalsı)

32 10 0
                                    

Annen baban seni umutlarla büyütüyor sonra sen tek başına bir  bir yola giriyorsun bu yol taşlı engebeli ve biraz ürkütücü, ilk başta çok hevesleniyorsun çünkü artık ailenin elini bıraktın ve tek başına yürümeyi öğreneceksin , başlıyorsun taşlar seni zorluyor sonra yol kenarlarında güzel çiçekler görüyorsun bir yanında denizi , sonra önüne bir kaktüs çıkıyor , sana güzel bir bitki gibi geliyor ama dokununca canını yakıyor , kaktüsün sana verdiği bir dersle yoluna devam ediyorsun , sonra küçük hayvanlar çıkıyor karşına sana çok sempatik geliyorlar ama sonra seni ısırıyorlar, bu sefer bundan da bir ders alıyorsun ve yoluna devam ediyorsun ... biraz yorulduğunu hissediyorsun yol engebeli ve taşlı, karşına çıkanlarda canını yaktı .. içinde bir yandan özlem var aileni özlüyorsun bir yandan yola devam etmek zorunda olduğunu görüyorsun .. bazı yan yollar çıkıyor karşına bu engebeli yolu sevmedin çünkü artık bu yolda devam etmek istemiyorsun sonra sana güzel görünen bir yol çıkıyor ona doğru yürüyorsun yola giriyorsun ve aslında bu yolun diğer yoldan daha yorucu olduğunu görüyorsun çünkü bu yol çamur dolu.. sonra yolda senden dilenen insanları görüyorsun hallerine üzülüyorsun ve her birine elindeki yemeklerden veriyorsun , sonra bir bakıyorsun elinde hiç bir şey kalmamış ve geriye dönüp baktığında aslında o kadarda yemeğe muhtaç insanlar olmadığı farkediyorsun . Kızıyorsun , öfkeleniyorsun kendine , ama nafile artık elinde yemek yok ve yola devam etmek zorunda kalıyorsun , karşına yaşı senden yaşça büyük bir kadınla karşılaşıyorsun derdine derman oluyor ve manevi ablan olarak görmeye başlıyorsun. Seni çok iyi anlıyor hayallerine ortak oluyor ve her zaman eline omzundan çekmiyor . Yola birlikte devam ediyorsun , ve yükünün hafiflediğini hissediyorsun , ama ikinizde yorgunsunuz birbirinizi hem destekleyip hemde kötü etkileniyorsunuz çünkü ikinizinde hayalindeki hayat ve yol bu değil. Yolun sonu belli değil karşına daha neler çıkacak bilmiyorsun tahmin de edemiyorsun ve artık çok yorgunsun . Bu genç yaşına rağmen insan neden bu kadar yorgun olur ki . Oysa senin çok güzel hayallerin vardı çok güzel düşlerin hedefin , ve iyi kalbin , ... geriye dönüp baktığında aslında o kadar peşinde koşulacak şeyler olmadığını ve insanların o kadar iyi olmadığını görünce üzülüyorsun ... olsun deyip yine yürüyorsun ama korkuyorsun ya daha ağır yaralar alırsam ya bu yolda yürümeme engel olursa ... sonra o ailenin ilk elini bıraktığı güne dönmek istiyorsun o hevesli günlerine , ama zaman kavramı öyle hızlı ilerleyen bir şey ki ve geri dönüşü olayan bir kavram ki bunları düşününce canın yanıyor . Eskisi kadar içten gülmediğinde eskisi kadar umutlu olmadığında eskisi kadar hevesli olmadığında sanırım büyümüş oluyorsun...

SızıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin