Eski ev, eski Jimin

1.1K 105 105
                                    

Jimin'in gidişinin üzerinden üç gün geçmişti. Hafta sonu geldiği için Namjoon'la keyifli bir yemek yiyorduk. Hafta sonlarımız hep böyle geçiyordu.

"Hyung."

Namjoon derin bir nefes aldı ve elindeki çubuğu yavaşça bıraktı. "Bana ne zaman böyle desen tüylerim diken diken oluyor." Ellerini birbirine bağlayıp bana baktı bu sefer. "Söyle."

"Jimin'i çok merak ediyorum."

"Neden Jungkook sen aptal mısın?"

"Değilim, merak ediyorum işte. Neden biliyor musun? Çünkü sanki ben Jimin diye bambaşka biriyle konuştum. Kayıp ikizi sanki. Pardon, Taehyung vardı zaten."

"Bu işi kurcalamanı hiç doğru bulmuyorum. Jimin'in bir hayatı varsa bırak da öyle kalsın. Kurcalama, Jungkook."

"Yoongi sözde onun sevgilisi ama berbat kelimeler kullanıyor ona." Derin bir nefes alıp, "Tam bir şerefsiz." dedim. "Jimin'e asla öyle şeyler söylemezdim."

"Jimin takılıyor mu onun konuşmasına?"

"Hayır, çok tuhaf değil mi?"

"Kurcalamaman gerekiyor Jungkook. İlişkilerini, hayatını daha fazla kurcalama. Jimin sessiz kalıyorsa buna karışamazsın."

"Zoruma gidiyor. O kadar farklı biri ki." Duraksadım. Tam da o an fark etmiştim tüm odak noktamın bu olduğunu. Jimin'i aylar sonra görmüş, odaklandığım tek şey değişimi olmuştu. Eskiden onu görme düşüncesinde bile tam anlamıyla dağılırken, onu gerçekten gördüğümde sadece değişimini düşünüyordum. "Bir de bana dedi ki...ameliyatta birinin ölümüne sebep olacakmış neredeyse. Bu yüzden bir süre ara vermiş. Her şey bir şaka gibi geliyor."

"Şaka değil ama ve sen de uzak durmalısın ondan."

"Hyung, ya başı dertteyse?"

"Jungkook beni çok yoruyorsun ya."

"Üzgünüm." Biraz duraksadım. "O kadar özlemişim ki ama." Gülümsemiştim. Artık daha iyi karşılıyor gibiydim bu acıyı. "Yüzünü çok özlemişim." Elim istemsizce burnuma gitti. "Küçücük burnunu daha fazla özlemişim. Onun burnu gibi bir burun görmedim."

"Ah, Jungkook. Gerçekten o kadar zorlaştırıyorsun ki hayatını. Sana bazen şaşırıyorum."

"Işıldayan gözleri nerede?" diye sordum. "O gözleri artık yok. Çok yorgundu. Fena yorgun görünüyordu."

"Sana gelse bir an bile sorgulamazsın."

"Sorgulamam."

"Onu neden hayatından çıkardın peki?"

"Bana zarar veriyordu."

"Şimdi neden böyle yapıyorsun? Şimdi de zarar veriyor."

"Şimdi özledim, farkı bu. O gittikten sonra onu özledim."

"Benim zeki yavrum." dedi hafifçe başıma vurarak. "Aşkından kör oldun yeniden."

"Haberi bile yok."

"Olmasın zaten."

Cebinden sigara paketini çıkardığında dikkatle baktım ona. Sigarayı sadece yemekten sonra kullanırdı. Bu yüzden günde iki ya da üç kez içiyordu sadece. Sanki lezzetli bir şey yiyormuş gibi iştahla dudaklarımı yaladığımda gülümsedi. Ben de gülümsemiştim.

"Sana sigara vermeyeceğim."

"Hyung, lütfen ya."

"Çocuklar sigara içmez."

Middle Of Nowhere | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin