Gözlerimi yavaşça açtığımda havanın iyice karardığını gördüm. Yine iyice tutulmuştum yerde olduğum için ama daha az üşüyordum Jimin'in hırkası yüzünden. Biraz doğruldum ve Jimin'e baktım. Hala uyuyordu. Muhtemelen o da çok yorgun uyanacaktı. Yerden kalktım. İçerisi tamamen kararmıştı. Işığı yakmak istediğimde yanmadığını görünce yutkundum.
"Sikeyim ya!" dedim istemsizce.
Sesimden dolayı uyandırmıştım onu.
"Kook-" dedi, tamamlayamadan ayağa kalkmaya çalışmıştı ama zorlanmıştı bunu yaparken. "Ne oldu?"
Bir cevap vermedim. Gidip sigortalarla oynamış, bir yol bulmaya çalışmıştım ama gelmiyordu bir türlü elektrik.
"Elektrik mi yok?" diye sordu. "Ama baksana dışarıda yağmur yağıyor. Bekle." Dışarıya çıktı. Diğer evlerdeki ışıkları görünce omuzlarını düşürerek eve geri girmişti.
"Böyle olacağı belliydi." dedim sessizce. Bir elimi alnıma götürmüş çaresizce bir çözüm arıyordum.
"Ben bir mum alıp geleyim."
"Nereye?"
"Mum alacağım."
"Evine git, Sarı." dedim kendimden emin bir şekilde. O an nedense sarı demek gelmişti içimden. Gülümsedi. Bayılıyordu bunu duymaya.
"Bana Sarı mı diyeceksin? Çok sevdim bunu. Gidip mum alayım ki ışıksız kalmayalım."
"Jimin içinde ışık olan bir evin var."
"Sarı." diye düzeltti. "Ve tamam, ne olmuş yani? Kurt gibi acıktım eve kadar dayanamam bayılır kalırım bir yerde."
Panikle mutfağa doğru gitmiş, musluğu açmıştım. Su da akmıyordu. Omuzlarım iyice düştü ve sessiz bir küfür daha ettim. Normalde bu kadar küfür etmezdim bile.
"Sabah ödeyelim, olmaz mı?"
"Benimle dalga mı geçiyorsun?"
Tepkili bir şekilde sormamıştım bu yüzden gözlerini biraz açıp tatlı ses tonuyla cevap verdi. "Neden?"
"Ciddiyim, sen iyice kaptırdın kendini. Evimi dizelim, faturalarımı ödeyelim, tadilata falan başlayalım hatta. Ne dersin?"
Güldü. "Bıcır bıcır konuşunca ne tatlı oluyorsun. Artık uzun cümlelerle konuşuyorsun farkında mısın? Bu nasıl iyileşmek böyle ben hızına yetişemiyorum Kookie? Bu arada cidden buraya bir tadilat yapalım."
"Yapma ya."
"Sana da önceki hayatımızda evli bir çiftmişiz gibi bir his geliyor mu?"
"Ne?"
Hiçbir şey demeden omzuma iki kez vurdu ve kendini tekrar dışarıya attı. Anahtarı alıp peşinden çıkmıştım.
"Nereye?" diye sordum.
"Açım."
"Of."
İstemsizce peşinden sürükleniyordum resmen.
"Bir markete girelim birkaç şey alalım. Yemeği dışarıdan söyleyeceğim canım acayip ramen çekiyor. Yanında başka şeyler de söyleriz. Başka ne eksik? Yemek olarak yani. Evine bir şeyler alalım. Yarın tüm faturaları ödeyelim. Çok güzel olacak her şey." Uzun konuşmasına rağmen bölmemiştim onu. Son cümlesinde gözlerime baktı ve devam etti. "Her şey çok güzel olacak."
Gülümsedi. Bir an cidden her şeyin güzel olacağına inandırmıştı beni.
"Bana artık Sarı de." dedi hırkasını giyerken. "Bunu çok sevdim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Middle Of Nowhere | Jikook
FanfictionJungkook, planladığı intiharını gerçekleştireceği gün Jimin'le tanışır.