"Saçmalama." dedim biraz doğrularak. "Ne saçmalıyorsun?"
Ağladığı için bir eliyle gözündeki yaşı sildi. Ne hissettiğini, ne olduğunu bile bilmiyordum.
"Jimin, bir daha asla-" Titreyen omuzlarından tutup oturdum. "Jimin."
"Üzgünüm." dedi sessizce. Sesi çok az çıkıyordu.
"Sorun değil. Atlatıyoruz, Jimin. Sen de atlatacaksın. Beraber atlatacağız. Üzülme, her şey düzelecek yemin ederim."
"Özür dilerim. Çok üzgünüm...çok-"
Ona hızla sarıldım. Bir anda o kadar ağlamaya başlamıştı ki anlam bile verememiştim.
"Sorun yok." dedim yumuşakça sırtını okşarken. "Hiçbir sorun yok."
"Ölmek istemiyorum."
Kalbim o kadar hızlı atmıştı ki bir anda terletmişti bu beni. "Ölmeyeceksin zaten."
"Her şey.." dedi. "Her şey çok fazla ağır."
"Ben yanındayım, bu hafifletmez mi?" Boynuna bir öpücük bıraktım. Kollarını iyice boynuma dolamıştı.
"Çok üzgünüm."
"Üzgün olacak bir şey yok, bebeğim."
Yavaşça benden uzaklaştı. Yataktan kalkmak istemişti. Onu başta durdursam da elimden kurtulmuştu. "Banyoya gideceğim." dedi. Çok bitkindi. "Ben..." dedi tekrar. "Biraz yüzümü yıkasam...düzelir."
Ayakta duramıyordu.
"Jimin, izin ver götüreyim."
"İyiyim...ben..." Tam arkasında olmasam, yere yığılıp kalırdı ama tam olarak kollarıma düşmüştü.
Onu tutup yere oturdum. Sırtı göğsüme değiyordu. O kadar sıcaktı ki bir an alev alacağını bile düşünmüştüm. Başını omzuma yasladı. Derin nefesler almaya çalışıyordu.
"Sakin ol."
"İyiyim."
"Hastaneye gidelim."
"Biraz soluklansam...geçer."
"Jimin yalvarırım." dedim titreyen sesimle. "Ne olur."
Yavaşça bana dönmüştü. "İyiyim."
"Lütfen."
"İyiyim, geçti. Uyursam toparlanırım."
"Hareket edecek halin bile yok."
"Kookie." dedi ve iyice bana döndü. "Ben..." Yutkunmuştu. Hala iyi görünmüyordu. "Buna alıştım."
"Neye? Neye alıştın sen?"
"Bayılmalarım bir aydır çoğaldı. Sen görmedin ama...fazlalaştı işte. Ben iyiyim."
"Nasıl iyisin? Nasıl iyi olabilirsin şu haline bak? Az önce bana öldüğünü söyledin."
Berbat hissediyordum kendimi.
"Uyumak istiyorum." dedi kısık çıkan sesiyle. "Tartışmak değil, sadece uyumak istiyorum."
"Tamam, sana ilaç almaya gideyim mi? Ne alacağım ki? Ne alabilirim sana iyi gelmesi için? Jimin, bir şeyler yemez misin? Lütfen, bir şeyler ye hadi. Yalvarırım yemek ye. En son ne zaman dolu dolu yedin? Biraz yiyip bırakıyorsun her şeyi. Ne olur. Hadi."
Yüzüme baktı. Öyle bir bakıştı ki bu, çok şey söylemek istiyor gibiydi. Bana tutunarak ayağa kalktı. Onunla beraber ayağa kalkmıştım.
Bana tutunuyordu hala. Ayakta bile duramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Middle Of Nowhere | Jikook
FanfictionJungkook, planladığı intiharını gerçekleştireceği gün Jimin'le tanışır.