meyveler ve çay

729 64 48
                                    

Bazen fotoğraf koymaya çok üşeniyorum ajhshdj Jungkook'u böyle hayal edin saçlarında yıpranmış mor renkle harmanlayarak. Akmış boya görünümünü sizin hayal gücünüze bırakıyorum artık. minicik 🤏🏻

Jimin geldiğinden beri tek yaptığım onu uyurken izlemek olmuştu. Bir elini sıkıca tutuyor ve izliyordum. Boynundaki parmak izleri, yüzündeki bazı yaraları görmüş, üstünü değişirken bir de vücudunun halini görmüştüm. Namjoon yanıma gelip omzuma dokundu. Elindeki çayın kokusunu alabiliyordum. Bardağı yavaşça bana uzatıp "İyi gelir." dedi. "İç biraz."

"Teşekkürler."

Yine de melek gibi görünüyordu sevgilim. Tüm yaralarına rağmen melek gibiydi. Namjoon eczaneden boynuna krem almaya gitmişti ama geldiğinde ilk yaptığı bana çay vermek olmuştu. Gecenin bir körü olduğu için muhtemelen eczane bulmakta zorlanmış ama sonunda başarmıştı.

"Bu kremi sür." dedi poşetteki kremi uzatarak.

Hızla elime almış, kremi açmıştım. Ellerim titriyordu. O kadar çok titriyordu ki süremiyordum bile.

"Ver bana." dedi Namjoon kremi alarak.

"Hyung." dedim. Sesim titriyordu. "Dikkatli ol, acımasın."

Yeniden elini tuttum Jimin'in. Namjoon dikkatle kremi sürerken onu izliyordum.

"Sen de biraz uyumak ister misin?"

Jimin uyanmadan hiçbir şey yapmak istemiyordum. Üstelik bir türlü uyanmamıştı hala. Neden uyanmıyordu?

"Uyanmıyor."

"Çok yorgundu, uyuyor. Bırak uyusun, kendini anca toparlar."

Dört saattir uyuyordu Jimin. Bir an bile gözümü kırpmadan yanında oturmuştum. O uyanmadan uyumak, hatta o uyandıktan sonra da uyumak istemiyordum.

"Biraz uyu." dedi yeniden. "Uyandığı zaman seni böyle görmesin. Ben buradayım, tamam mı?"

Dikkatle baktım yüzüne. Başımı sallamış olduğum yere oturmuş ve başımı tuttuğum eline doğru yaslamıştım. "Hyung." dedim. "Senin de uyuman gerek."

"Ben uyurum, siz uyandıktan sonra uyurum."

Gözlerim istemsizce kapanırken duyduğum son şey buydu.

🚲

Gözlerimi açtığımda hızla doğruldum çünkü Jimin bir anda fırlamıştı koltuktan. Hızlı nefesler alıp veriyordu. "Jimin." dedim panikle elini sıkıca tutarken.

"Jungkook." Kollarını bana sarmış, hala nefesini düzeltmeye çalışıyordu. Namjoon'un da yeni uykudan kalktığını görebiliyordum. Yavaşça kalktı ve "Dışarıdayım." dedi fısıldayarak. Gözümü kapatarak onu onaylamış, Jimin'e daha çok sarılmıştım. "Buradasın." dedi. "Şükürler olsun."

"Buradayım. Kabus mu gördün?"

"Evet."

"Buradayım, korkma."

"Gitmiştin. Her yerde seni arıyordum. Yok olmuş gibiydin. Silinmiştin resmen. Kimse seni tanımıyordu."

"Kabustu sadece." dedim. Tuhaf hissettirmişti. Hayattaki en istediğim şey ardımda hiçbir şey bırakmamaktı.

Geri çekilip yüzüme baktı.

Artık sarılaşan saçlarımı geriye atmış, güzelce okşamıştı.

Middle Of Nowhere | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin