1. Bölüm 🔪

751 21 53
                                    

"Müdürün dediğine göre bugün bir savcı gelecekmiş buraya. Yeni bir dava varmış."

Karakolun mutfağında kahve yaparken içerideki konuşmalara kulak misafiri oluyordum.

Stajyerliğimi tamamlayıp artık tam anlamıyla ekibe bir polis olarak katılmama rağmen olayı hala idrak edemiyordum. Çocukluk hayalimin gerçekleşmiş olması her fırsatta yüzümü gülümsetiyordu. O üniformanın üzerimde olması bir hayalken artık her aynaya baktığımda üzerimdeydi. Bir hayal için fazla gerçekçiydi.

Ekibin yanına gidip kahveleri dağıttım.

"Sağ ol Efsun." yüzüme bile bakmadan teşekkür eden Ateş'e baktım ve ona karşı gülümsemekle yetindim. O ekinin lideri olduğu için ben de ekibe bir polis olarak yeni katıldığım için olsa gerek varlığım pek de önemsenmiyordu. Belki de ekipteki iki kadın polisten biri olduğum içindi. Bir ben bir de müdürün eşi vardı. O dolayısıyla benden oldukça üst bir mertebeydi.

Ateş sözüne devam etti.

"Cinayet davası diyen var."

Sessizce kahvemden bir yudum aldığımda müdür içeriye girdi.

Hepimiz ayağa kalkıp müdürü selamladığımızda eliyle oturmamızı işaret etti. Yanında savcı olduğunu tahmin ettiğimiz adam vardı. Müdürden biraz daha uzundu.

"Savcı Pamir Aksoy. Soruşturmayı açan ve yürüten savcımız."

Hepimiz savcıyı selamdıktan sonra müdür devam etti.

"Sizinle özel olarak konuşmak istiyor. Özellikle nasıl bir yol izleyeceğinize dair. Biz gerekli detayları konuştuk. "

Karakolda genelde toplantıları yaptığımız odaya doğru yürüdük. Oda oldukça genişti ve kırmızı, loş bir ışığı vardı. Tam önümüzde bir projeksiyon duruyordu.

Hepimiz sandalyelere oturduk ve önümüzdeki sehpalarda olay yeri inceleme fotoğrafları olduğunu gördük.

Savcı ayağa kalktı ve birkaç adım atarak projeksiyonun tam önünde durdu.

"Arkadaşlar öncelikle bu bir cinayet davası ve gizli bir dava olacak. Bu adam veya kadın, yaklaşık iki yıldır yüzü aşkın insanı öldürdü. Bundan önceki ekip davayı çözemediği için size devrettik."

Ateş'in yüzünde gururlu bir gülümseme oluştu.

"Önce davalar ile bağlantı kuramasak da aynı kişi tarafından işlendiğini saptadık. Maktüllerin bıçaklandıkları yerler ve bıçağın açtığı yara izi aynı. Ayrıca cinayeti kimsenin evine girip işlemiyor, gayet açık bir şekilde öldürülen bütün kurbanlar sokakta öldürülüyor. Tam sokak tabelalarının önünde. Bu yüzden davaya "Kanlı Sokaklar" adını verdik. Aynı zamanda cinayetler belli bir ilimizde değil, ülkenin her yerinde oluyor. Bir bakıyorsunuz son kurban İstanbul'da, bir bakıyorsunuz diğer kurban Nevşehir'de. "

Kaşlarımı çattım. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi?

"Bir kişiden ziyade birkaç kişi olamazlar mı?" diye atıldım birden. Herkesin gözü üzerime çevrilmişti. Ben ise sadece savcının ela gözlerine bakıp bir cevap arıyordum.

"Evet ama bahsettiğim gibi kurbanların bıçaklandıkları yerler ve bıçak izleri aynı. Hepsi tam kalbinden bıçaklanıyor. Bu da aynı bıçağın kullanıldığını açıkça gösteriyor. Birkaç kişi olsalar neden sadece bir suç aleti kullansınlar?"

Yerimde doğruldum.

"Haklısınız ama sizce mantıklı mı? "

"Kısmen."

Kanlı SokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin