3. Bölüm 🔪

256 11 36
                                    

''Bunun için mi bekledik yani?'' dedi Deniz sinirle elini saçlarına geçirip sinirle oflarken.

''Tahminimiz doğru çıktı.''

Bekir'in sesiyle hepimiz ona döndük. Ben de bir yandan olayın şokundan çıkıp Pamir'in verdiği karttaki numarayı telefonuma kaydettim ve mesaj attım. Ateş tüm hareketlerimi izliyordu.

''Nasıl yani?'' dedi Deniz yeşil gözlerini kısarak.

Bekir dudağını ıslatıp devam etti.

''İstisna derken öldüremediği kurbanı kastetmiyor mu?''

Deniz yeni anlamış gibi kaşlarını kaldırdı. Mesajı attıktan sonra ben de aralarına döndüm.

''Kurbanı öldürememesinin bir ıslakalama olduğunu zaten biliyorduk, kaideyi bozmaz diyerek bir daha aynı hatayı yapmayacağını ve devam edeceğini vurguluyor.''

Bekir birinin onu anlamasının sevinciyle hızlı hızlı başını ileri geri salladı.

Ateş hala çatık kaşlarla ekrana bakıyor, bir yandan bizi dinliyordu. Her zamanki gibi bir şey kafasına oturmuyordu, belliydi.

Pamir birkaç saniye sonra hızla karakola geldiğinde kimsenin anlatmaya mecali yoktu. Bekir bilgisayar ekranını direkt Pamir'e çevirdi. Ateş'in boşta kalan bakışları bir beni bir Pamir'i buluyordu. Farketmemiş gibi davrandım.

Bekir Pamir'e düşündüklerimizi aktarıyor, Pamir de bir yandan onu dinleyip bir yandan ela gözlerini kısarak anlamaya çalışıyordu.

Deniz telefonuna gelen bildirim ile hızlıca cebinden çıkarıp telefonuna baktı, ardından masaya bir tekme savurdu. Hepimiz hızla ona dönerken ''Allah kahretsin!'' diye bağırdı.

''Deniz ne oldu?'' Ateş'in yorgun gözleri Deniz'i bulduğunda Deniz gözlerini kapatıp açarak sakinleşmeye çalışıyor gibiydi.

''Yarım saat önce Niğde'de bir cinayet daha işlenmiş.''

Ateş kaşlarını çattı.

''Ne demek Niğde'de? Daha dün İstanbul'da olmamış mıydı?''

Deniz başını iki yana sallayarak ofladı. ''Bilmiyorum abi bilmiyorum, adam aklımızla oynuyor resmen. Başa dönüp duruyoruz. Her geçen gün yeni biri daha bu sadist katilin kurbanı oluyor ve biz elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapamıyoruz.''

Gözlerimiz Pamir ile buluştuğunda endişeli gözlerle ona bakıyordum. Deniz haklıydı, her geçen gün insanlar ölmeye devam ediyordu ve biz hiçbir yapamıyorduk. Sadece yeni bir ipucu için yeni insanların ölmesini bekliyorduk.

Pamir güven verircesine başını yavaşça ileri geri sallayıp gülümsedi. Ben de gülümsemeye çalıştım. Ateş ise bir bana bir Pamir'e bakıyordu. Nedenini anlamasam da Deniz'in sesiyle onun da dikkati bizden uzaklaşmıştı.

''Not falan yok, bıçak izi aynı.''

Deniz bir yandan ekrana bakıyor, bir yandan gördüklerini bize anlatıyordu.

''Bir günde Niğde'ye gitmesi sizce ne kadar mantıklı? Hatta yirmi dört saat bile..." saatimden başımı kaldırıp bakışlarımı Deniz'e sabitledim. Deniz bana ne olduğunu sorarcasına bakarken dudağımı ıslattım.

"Dünkü cinayet ne zaman işlendi."

Kaşlarını çatarak bilgisayarından kayıtlara baktı.

"20.20'de."

"Peki bugünkü?" diye sordum tekrar.

Neden sorduğumu anlamamış olacak ki oflayarak bugünkü cinayetin saatine baktı. Şaşkın bakışları ekrandan kalkıp beni bulurken herkes ikimizi izliyordu.

Kanlı SokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin