29. Bölüm 🔪

127 4 24
                                    

Arya

Hepimiz nefeslerimizi tutmuş gelecek haberi bekliyorduk. Lider hariç altı kurban vardı ve bu altı kurbanın beşi çoktan öldürülmüştü. Sadece iki cinayet kalmıştı ve bunlardan biri liderdi. Bugün son cinayet işlenecekti, sonrasında ise lider kendini öldürecekti.

Saat 20.19'du ve tam bir dakika sonra liderden önceki son kurban öldürülecekti. Soluksuz bir şekilde gelecek haberi bekliyorduk. Bundan önce işlenen beş cinayetin hepsi standart ve profesyonelce işlenmişti, diğerlerinden farklı bir yanı yoktu. Bu seferki ise belirsizdi.

Göktuğ'un yanındaki telefon çaldığı an hepimizin merak dolu bakışları Göktuğ'a döndü. Göktuğ ise bakışlarımız altında ezilmemek için gözlerini kaçırdı ve telefonu açtı. İçimdeki kontrol edilemez heyecan yüzünden nefeslerimi kesik kesik alabiliyordum.

Göktuğ sertçe yutkundu, önündeki bilgisayarın tuşlarına bastı ve önüne olay yeri inceleme görüntüleri belirdi. Hepimiz yanına gidip görüntüleri incelerken Birce bir yandan kurbanın bilgilerini vermeye başladı.

''Erva Beşikçi, on dokuz yaşında, yaralama suçundan aranıyormuş, kavga esnasında birini yaralamış, nefsi müdafaa olduğu düşünülüyormuş, örgüt tarafından öldürüldü. Hatta,'' elindeki belgelerin üzerine eğildi ve kaşlarını çattı. ''üzerinde bir not var.'' diye devam etti düşünceli bir tınıyla.

Bilgisayardan bir sonraki fotoğrafı açtığımda kurbanın üzerinde bir not olduğunu doğruladım. Bundan önceki beş cinayette hiçbir şekilde nota rastlamamıştık. Belki de kendinden önceki son cinayet olduğu için not bırakmıştı, bilmiyorduk.

''Notun üzerinde ne yazıyor peki?'' diye sordum çatık kaşlarla.

Birce dudaklarını birbirine bastırdı önündeki dosyaları karıştırmaya başladı, birkaç telefon konuşması yaptıktan sonra ise yanımıza döndü. Tahminimce notta ne yazdığını öğrenmeye çalışıyordu.

''Birce?'' diye seslendim sorgular bir tınıyla. Önündeki bilgisayardan birkaç tuşa bastı ve eliyle ondan tarafa gelmemizi işaret etti. Kaşlarımı çatarak ona doğru ilerlerken notu okumamla çatık kaşlarım daha da çatıldı. 

'Piyonlar tutsak alındığında sıra şaha gelir.''

''Bu ne demek şimdi?'' diye öfkeyle soludu Birce. Liderin süslü cümlelerini anlamak oldukça zordu.

''Şah kendisi,'' diye açıkladı Kaan. ''piyon ise bizden biri olmalı.''

''İyi ama bizden biri esir alınmadı, hepimiz buradayız.'' dedi Göktuğ çenesini sıvazlayarak.

Aklıma gelen düşünce ile gözlerim irileşti ve sertçe yutkundum. Herkesin sorgulayıcı bakışları bana döndüğünde ''Eski ekip...'' diyebildim zorlukla. ''Onlardan biri örgüt tarafından esir alınmış olmalı.''

Hepimiz buz kestiğimizde örgütün bu kadar ileri gitmesi öfkemi katbekat arttırıyordu. Ekipten birini öldürmüşlerdi, yetmemişti şimdi birini de esir almışlardı.

''Peki neden eski ekip?'' diye sordu Birce, düşünceli bir tınıyla. ''Davayı biz devraldık, neden hala eski ekibi yıpratmaya çalışıyorlar?''

''Çünkü lider eski ekipte.'' diye açıkladım hızlıca. Birce kaşlarını kaldırıp başını yavaşça aşağı yukarı salladı.

''Eski ekip ile irtibata geçip kimin esir alındığını bulmalı ve ona göre bir plan yapmalıyız. Hepimiz birini arayalım.'' diye bir çözüm sundu Kaan. 

Göktuğ kulağındaki telefonu masaya indirdi. ''Savcılar telefonu açmıyor, Kaan'ın dediği gibi yapalım.''

Hepimiz onu başlarımızla onayladığımızda söze atıldım.

Kanlı SokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin